PROBABLY in Turkish translation

['prɒbəbli]
['prɒbəbli]
muhtemelen
probably
possibly
likely
perhaps
presumably
herhâlde
probably
must
i guess
i suppose
i think
i assume
surely
i imagine
i expect
i presume
büyük ihtimal
probably
most likely
possibly
likely
presumably
galiba
i think
i guess
i suppose
probably
maybe
apparently
i assume
i believe
looks
seems
büyük ihtimalle
probably
most likely
possibly
likely
presumably
herhalde
probably
must
i guess
i suppose
i think
i assume
surely
i imagine
i expect
i presume
büyük ihtimâlle
probably
most likely
possibly
likely
presumably

Examples of using Probably in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
They're probably lying to protect themselves.
Mutemelen kendilerini korumak için yalan söylüyorlar.
You're probably nervous because you know that Bonnie's got some drinking issues.
Sen de muhtemelen Bonnienin içme sorunu olup olmadığından endişelisin.
I think you should probably tell me everything, starting at the beginning.
Kanımca her şeyi en başından başlayarak bana anlatman gerekiyor.
It's probably a nightmare.
Kabus falan olmalı.
I know you're probably going nuts and wanna kill me.
Delirmiş olabileceğini ve beni öldürmek istediğini biliyorum.
Probably never will be.
Muhtemelen de asla olmayacağını.
She probably saved herself some trouble.
Gerçi kendisini zahmetten kurtarmış olmuş.
I will probably see you around, maybe tomorrow or something.
Muhtemelen sonra görüşürüz, belki yarın falan olur.
You probably don't remember me, Dawson, but I'm Susan.
Beni hatırlamıyor olabilirsin, Dawson. Ben Susan.
Vladimir's brother probably thought the same.
Vladimirin kardeşi de muhtemelen aynısını düşündü.
You're probably right.
Muhtemelen doğru söylüyorsun.
You were probably gonna kill me, and you almost killed one of my friends.
Beni de öldürecektin ve bir arkadaşımı az daha öldürüyordun.
I will probably gonna be out there all day-- what?
Sanıyorum, bütün gün dışarıda olacağım. Ne?
She's probably married with a couple of kids by now.
Belkide şimdi evli ve çocukları olabilir.
Probably not.
Muhtemelen doğru.
Probably got trapped, tried to call for help,
İçeride kalmış olmalılar, Yardım çağırmaya çalışmış,
He's probably the reason they fought.
Anlaşılan kavganın nedeni bu adamdı.
She probably got herself another housekeeping job somewhere… and she's lying low.
Bu kadın muhtemelen başka bir yerde başka bir hizmetçilik işi bulmuştur ve yatıyordur.
I would probably have spilled it.
Mutemelen ben onu dökerdim.
Probably got work for me to do.
Mutlaka yapacak bir iş vardır.
Results: 65038, Time: 0.0585

Top dictionary queries

English - Turkish