Examples of using Başa çıkamaz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O kadınlarla başa çıkamaz!
Benimle başa çıkamaz o.
Bununla başa çıkamaz. Sosyal hizmetlerimiz.
Stresle başa çıkamaz.
Ama Elizabeth bununla başa çıkamaz. Ben de Iowaya dönmek istemiyorum.
Senin hızınla başa çıkamaz, evlat.
Bununla başa çıkamaz.
Tüm sınıfla başa çıkamaz kız.
O başa çıkamaz.
Bununla başa çıkamaz şimdi.
Bununla başa çıkamaz. Delirdin mi?
Bununla başa çıkamaz.
İş ile başa çıkamaz.
Belki de bu ızgara benim gibi bir adamla başa çıkamaz.
Senin gibi biri bununla başa çıkamaz.
Kimse kalp kriziyle başa çıkamaz.
Siz mutant züppelerin hiçbirisi de güçlerimle başa çıkamaz.
O da bizim kadar ter dökecek ama başa çıkamaz.
Öyle herkes bu kötü çocuklardan biriyle başa çıkamaz.
Drago atlarla asla başa çıkamaz.