BANA INANMAYACAĞINI in English translation

you wouldn't believe me
bana inanmazdın
would believe me
bana inanmaz
bana inanırdı
you won't believe me
bana inanmayacaksın
you're not gonna believe me
you don't believe me
bana inanmıyorsanız
bana inanmazsanız , hiç değilse

Examples of using Bana inanmayacağını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çünkü korkmuştum. Polisin bana inanmayacağını düşünmüştüm.
Because i'm scared. I didn't think the police would believe me.
Yalan söylüyorsun.- Bana inanmayacağını söylemiştim.
I told you you wouldn't believe me. Lies.
Ayrıca hiçkimsenin bana inanmayacağını da biliyordum.
Besides, I knew that no one would believe me.
Yalan söylüyorsun.- Bana inanmayacağını söylemiştim.
Lies. I told you you wouldn't believe me.
Bana inanmayacağını söylemiştim. Bir grup mu?
A band? I said you wouldn't believe me.
Bana inanmayacağını söylemiştim. Bir grup mu?
I said you wouldn't believe me. A band?
Tomun bana inanmayacağını biliyorum.
I know Tom won't believe me.
Tomun bana inanmayacağını biliyorum.'''' Ben de sana inanmıyorum.
I know Tom won't believe me.""I don't believe you either.
Kimsenin bana inanmayacağını mı söyleyeceksin?
Tell me that no one's gonna believe me?
Kanıtım olmadan bana inanmayacağını biliyordum.
I knew you wouldn't believe me.
Bana inanmayacağını biliyordum. Neden söylemedin?
I just knew you wouldn't believe me.
Sandye bir şey anlatmadım, çünkü bana inanmayacağını biliyorum.
The reason I didn't say anything to Sandy I knew he wouldn't believe me.
Eğer onun, benim davetimle geldiğini itiraf etseydim hiçbirinizin bana inanmayacağını düşündüm.
I thought none of you would believe me… ifI admittedthathe'dcome at my invitation.
Rebecca doğruları söylersem jürinin bana inanmayacağını söyledi.
Rebecca says that a jury won't believe me if I take the stand.
Gördün mü, Memorexe girmedikçe kimsenin bana inanmayacağını biliyordum.
See, I knew no one would believe me unless I got it on Memorex.
Sandye bir şey anlatmadım, çünkü… bana inanmayacağını biliyorum.
I knew he wouldn't believe me. The reason i didn't say anything to sandy.
Ve aksi takdirde bana inanmayacağını düşündüm.
That you would believe me otherwise.
Ama… geri dönebilirdin. Bialar. Bana inanmayacağını biliyorum.
Bialar, I know you may not believe me, but… you could come back.
Ama… geri dönebilirdin. Bialar. Bana inanmayacağını biliyorum.
I know you may not believe me, Bialar. but… you could come back.
Eskiden keş olduğum için kimsenin bana inanmayacağını söylüyor.
He says that no one will believe me, though, because I used to be a junkie.
Results: 66, Time: 0.0262

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English