Examples of using Bana sorma in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bana sorma şansı vardı.
Hiç bana sorma zahmetine girdin mi?
Aman Tanrım, inanmayacaksan bana sorma zahmetine niye giriyorsun ki?
Önce bana sorma nezaketinde bile bulunmadı.
Bana sorma şeklin bu mu? Neden burada kimse yok?
Bana sorma, yaşlı dostum,
Harveynin buraya gelip bana sorma cesaretini göstermemesine inanmıyorum.
Harveynin buraya gelip bana sorma cesaretini göstermemesine inanmıyorum.
Bunu bana sorma, Tanrıya sor. .
Ve, biliyor musun, bana sorma biçiminden anayabilirim.
Ne oldu diye bana sorma?
Bu küçük dahiye sor! Bana sorma!
Bu küçük dahiye sor! Bana sorma!
Bu soruları bana sorma.
Ona neden'' sonsuzluğa bakış'' dediklerini bana sorma, bir kadının vajinasına baktıkları halde… ama hey.
Ann kim?'''' Bana sorma, ben sadece oğlanın babasıyım.
Bana sorma. Yaşam armağanı… yalnızca en sadık kullara ve kardeşlere ayrılmıştır.
Tartışmaya girmeyeceğim, sadece suratımı asarak'' Bana sorma.'' diyeceğim.
Bana sorma. Ben, köşede kamerasıyla saklanıp izleyen bir adamım yalnızca.
Yeter, yeter! Sonra adam şöyle demiş:'' Bana sorma.