BASITÇE in English translation

simply
sadece
yalnızca
sırf
tek
kısacası
basitçe
kolayca
kısaca
açıkça
adeta
basically
aslında
esasen
kısacası
yani
resmen
genel olarak
özet olarak
kabaca
aslen
temelde
simple
basit
kolay
sade
sıradan
yalın
just
sadece
az önce
yalnızca
yeni
tıpkı
yeter
tam
hemen
biraz
daha yeni
easy
kolay
yavaş
basit
rahat
sakin ol
ağırdan
simplistic
basit
pankartlarla desteklediler gururla ve basit
sadedir
basic
temel
basit
simpler
basit
kolay
sade
sıradan
yalın
simplest
basit
kolay
sade
sıradan
yalın

Examples of using Basitçe in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O basitçe öldü.
He just died.
Basitçe açıklayın.- Elinizin tersiyle yapmış olamazsınız.
Simpler terms.- Couldn't manage it with your hand.
Basitçe Cook Countydeki oy verenlere onlara ihtiyaç kalmadığını söyledi!
He just told every voter in Cook County that!
Basitçe açıklayın.- Elinizin tersiyle yapmış olamazsınız.
Couldn't manage it with your hand.- Simpler terms.
Basitçe katalogdan sipariş vermek
Not just ordering out of a catalogue
B'' zinciri. Daha basitçe.
Chain"B."Somewhat simpler.
Basitçe güney maymunu'' anlamına geliyor.
It just means"southern ape.
Şu son derece açıktır ki, bunu ABDnin desteğiyle daha çabuk ve basitçe gerçekleştirebiliriz.
Clearly, we can make it faster and simpler with US support.
Basitçe iş ve eğlence dengesini bulman lazım.
You just need to find a balance between work and recreation.
C'' zinciri. Daha basitçe.
Somewhat simpler. Chain"c.
Üzgünüm. O zaman basitçe kendime yardım etmem gerekiyor.
Sorry. Then I will just have to help myself.
Bunu neden basitçe kabul etmiyorsun ki?
And why don't you just admit it?
Eğer bunu yapmak istemiyorsan, basitçe söyleyebilirsin.
If you don't want to do this, you could just say so.
Bu basitçe yüzyılın fırtınası.
This is easily the storm of the.
Pekâlâ, basitçe'' Oyuncaklar çok eğlenceli.
Okay, basically, it's"Toys are fun.
Basitçe anlatayım, Çaylak! Buradaki kötü hava gemiyi bum yapar.
Let me simplify, Rookie bad air make ship go boom.
Biliyorsun, Woodan basitçe bir hayır yeterli olacaktır.
You know, a simple"no" from the Woo would have been sufficient.
Bu basitçe evet.
It's a simple yes- no survey.
Basitçe, mahvolmuş durumdalar.
You'rebasically, arefucked.
Basitçe nasıl kazanacağını hesaplama meselesi değil mi?
Isn't it simply a matter of figuring out how to win?
Results: 1404, Time: 0.0538

Top dictionary queries

Turkish - English