Examples of using Benim gözümde in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O benim gözümde seni kaltak!
Benim gözümde sen sağIıklı bir adamsın.
Benim gözümde İngiltere Kraliçesi daima sizsiniz.
Bir yalancı, benim gözümde iğrenç bir yaratıktır,'' diyor.
Eğer kendini benim gözümde temize çıkarmak istiyorsan bu kalıntılara bakıp kaçırdığın şeyin
Hindistan öyledir ve öyle kalmalıdır. Benim gözümde en iyi hikayenin ülkesi.
Ama bir katip olduğunuza göre… benim gözümde cinsiyetsizsiniz… Sanırım birayı sizin almanızda bir sakınca olmaz.
Nazizm ile suçladıkları Hitlerin kendisi de, benim gözümde cinayet ve kan dökme dünyasının mütevazı bir'' öğrencisi'' nden başka bir şey değil.
O yüzden bize yardım etmezsen… benim gözümde kötü biri olacaksın, değil mi?
Şehri yöneten bir suç baronunu devirmek benim gözümde amaca uygun görünüyor.
Şehri yöneten bir suç baronunu devirmek benim gözümde amaca uygun görünüyor.
Benim gözümde, Kimberly Joyce her zaman masum olacak…
Mercedesin aynısı ve benim gözümde daha iyi bir görünümü var
Hâlâ Adalet Bakanı olabilirsin ama benim gözümde bu sabah kovuldun.
İsanın gözünde de benim gözümde de.
Akiş, ‹‹Biliyorum, sen benim gözümde Tanrının bir meleği gibi iyisin›› diye yanıtladı, ‹‹Ne var ki Filistli komutanlar, ‹Bizimle savaşa gelmesin› diyorlar.
Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹O günlerde sürgünden dönen halkın gözünde bu olanaksız olsa da, benim gözümde de böyle mi olmalı?›› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
suratsız şeylerle ilişkilendirilmiş görünüyordu ki en azından benim gözümde, güzel görünme kapasitesinin tamamını kaybetmişti.
kendi maddi çıkarlarını korumaktı. ama benim gözümde radyologlar birer kahramandı.