Examples of using Bir çocuğun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Okuldaki bir çocuğun kuzeninin arkadaşı.
Tanrı bir de çocuğun doğumuyla hısımlığa olanak tanır.
Büyüdüğünde hemen evlen… bir kaç çocuğun olsun ve hayatın tamamlansın.
Sana gerçekten çok benzeyen bir çocuğun fotoğrafı varmış.
Bir çocuğun, kör bir kurşunla ölmesine… şimdiki kadar fazla rastlanmıyordu.
Yetişkin bir çocuğun ailesiyle konuşması işte,
dev gibi bir çocuğun elinden alıyorsun.
Sana ihtiyacı olan bir ailen, bir çocuğun var.
Bir çocuğun babasından sert olmasını beklediği gibi askerler
Lenslerim bir çocuğun ağzına girdi.
Oprah, bir çocuğun yüzünün iç kısmı işte böyle gözüküyor.
Mevzu, bir çocuğun yaşamı.
Bir çocuğun hayatını kaçarak geçirmesi hiç iyi bir şey değil.
Seninki, bir çocuğun masum yüzü.
Bir çocuğun eline silah verilmez.
Ağzına bir çocuğun beyaz eli tıkıştırılmış, bir zenci kafası.
Senin gibi bir çocuğun silahla ne işi olabilir?
Bir çocuğun, bir oyuncağı sevebileceği kadar çok sevmişti.
Asla büyümeyen bir çocuğun hikâyesi.