BIR HANIMLA in English translation

lady
bayan
leydi
hanım
hanımefendi
kadın
kadını
hanımı

Examples of using Bir hanımla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
içecek ikramı yapacak yaşlı bir hanımla, bir sürü sandalye olacak.
at least one old lady serving refreshments.
içecek ikramı yapacak yaşlı bir hanımla, bir sürü sandalye olacak.
at least one old lady serving refreshments, and plenty of chairs.
İki sedye, üç hemşire ve içecek ikramı yapacak yaşlı bir hanımla, bir sürü sandalye olacak.
At least one old lady serving refreshments, and plenty of chairs. There will be two litters, three nurses.
Uğraşacak halim yok şu anda. Başka erkeklerin yüz vermediği genç bir hanımla.
Who are slighted by other men. I am in no humor at present to give consequence to young ladies.
Özür dilerim yüce efendimiz, bir hanımla buluşma düşüncesiyle kendimi eğlendirirken ahırda atları kaşağılıyordum.
Apologies, good sire. I was in the stables brushing the horses… secretly entertaining notions of a sensual tryst… with the lady.
Kapat çeneni! Neden ne zaman bir hanımla seks yapacak olsam… bir şekilde orada oluyor?
Shut up. Why is it that every time I'm about to have sex with a lady… he's all up in there somehow?
Onun hakkında duyulan son şey orada bir hanımla evlendiği, Vareglerin komutanı olduğu
The last that was heard of him was, that he had wedded a wife there, and was captain over the Varangians,
Jules, hatırlıyor musun, birkaç hafta önce baban bana güvenip gizlice bir hanımla buluşmuştu da, biz de onu parkta görmüştük?
Jules, do you remember a couple weeks ago when your dad confided in me about a lady he was dating and we saw him at the park?
İrini isimli bir hanımla evlendi ve üç erkek çocuğu oldu.
Domentziolus was married to a lady named Irene, and had three sons.
Yani, sırlarını söylemek istemem ama… onları Hollywood Bulvarında gördüğümü hatırlıyorum. Yaşlı bir hanımla konuşuyorlardı.
I mean I don't want to tell any tales out of school but I do remember them being up on Hollywood Boulevard speaking to this older woman.
Ailesi ve ismi bilinmeyen bir hanımla evlenmiştir en az iki çocuğu olmuştur:
He married a lady of unknown name and family,
Bir hanımı karşılayacaktı Bir dosta iyilik olarak.
He was there to meet a lady As a favour for a friend.
İtalyan bir hanıma kendisiyle sokakta dolaşmasını soramazdı.
He would never dare ask a young Italian lady to walk about the streets with him.
Aşağılamalar bir hanımı iyilik yapmaya ikna eden bir yöntem değildir.
Insults are not the way to convince a lady to do you a favour.
Eğer öleceksem, çok güzel bir hanımı korurken ölmeliyim diye düşündüm.
I thought, if I'm gonna die, I would die protecting a very pretty lady.
Sizin gibi tatlı bir hanıma niçin dostça davranmasınlar ki?
Pretty lady like you, why wouldn't they be friendly?
Bud bir erkek. Bir hanıma nasıl davranılacağını biliyor.
Bud is a man. He knows how to treat a lady.
Yatağı olan bir hanımı eve bırakıyoruz.
We're taking home a lady with a mattress.
Lütfen ona söyle bir beyefendinin bir hanımı izlemesinden oldukça rahatsız oldum.
Please tell him I'm much offended that such a gentleman would follow a lady.
Benim huzurumda hiç kimse bir hanıma böyle davranamaz!
No one treats a lady that way in my presence!
Results: 75, Time: 0.0311

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English