Examples of using Bir koza in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir koza örüyor. Büyü gibi.
Ama ölmek yerine, bir koza evresine girerler, oradan yenilenerek, fiziksel olarak kusursuz, zihnen de temiz çıkarlar.
Belki de bize Kubbenin sadece bir koza olduğunu ve gittiği zaman hepimizin yeni kişilere dönüşeceğimizi söylüyordur.
Kendi çevresinde bir koza biçimlendirmiş, Su-çukuru kurumadan hemen önce,
kendi çevresinde bir koza biçimlendirmiş, son gayretle kuraklıkta dışarda kalmamıştır.
Keith, ne zaman bir koza insanı öldürürsen, yeni bir tanesi onun yerine geçer!
Keith, ne zaman bir koza insanı öldürürsen, yeni bir tanesi onun yerine geçer!
Dr. Bruckmann için bir koz istiyordunuz ya, sanırım bulduk.
Bay Bobonun bir kozu vardı.
Şimdi bir koz senin elinde bir koz da benim elimde var.
Bir koz bulmamız gerekiyor.
Ona karşı bir kozum var.
Çok az bir siyasi kozum var.
Sana karşı bir kozu varsa bunu kullanacaktır.
Artık bir kozumuz var.
Madem ona karşı bir kozun vardı, bana niye söylemedin?
Bize bir koz gerekliydi.
Bir koz var ellerinde. Onu zorluyorlar böylece.
Böyle bir kozumuz olursa Biggie hakkında konuşturabiliriz.
Bir koz var ellerinde. Onu zorluyorlar böylece.