Examples of using Bir sendrom in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama bir hastalığı yada sikik bir sendromu var ise… Bunu birlikte yeneceğiz.
Evlat edinen birçok ailenin yaşadığı bir sendromu sizde de görüyorum.
Aşırı stresin neden olduğu bir sendromdur.
Onun bir sendromu vardı.
Adriana… Bu bir sendromdur. Suistimal edenleri koruma.
Gösterişini dizginleyecek kaygın olmadığında hiper narsisozis adında bir sendroma karşı savunmasız olacaksın. Tamam, bak.
Eğer bir Freud tarzı bir sendromdan etkilenen bir adam hoş bir bayan görürse, ne olur?
Birkaç yıl boyunca, tropikal spastik paraparezi terimi, dünyanın ekvatoral alanlarında yaşayan yetişkinleri etkileyen kronik ve ilerici bir klinik sendromu tanımlamak için kullanıldı.
tutulduğun için farkında değilsin, Monica… ama sen bir sendroma kapıldın.
Monica… ama sen bir sendroma kapıldın.
bazı yönlerden de heyecan verici. Çünkü bu tarz bir sendromdan bekleyeceğiniz özellikleri bulundurmuyordu.
Kesinlikle bir sendrom.
Gerçek bir sendrom bile değil.
İlginç ve acı veren bir sendrom.
İlk örnek olağandışı bir sendrom olan'' Capgras sendromu.
Tehlikeli olabilecek derecede yüksek ateşe neden olan bir sendrom.
Çatışmadan sonra oldukça kötü bir sendrom yaşadım. zip Evet.
fazla üzerinde durulmayan bir sendrom. Eğitim ve iş hayatını inanılmaz derecede aksatan bir durum.
referans vermektedir:“ Yıkıcı kült, sosyopatik bir sendrom olup ayırt edici özellikleri şunlardır:
Pekâlâ, bulaşıcı bir sendromla karşı karşıyayız.