BIR YAYA in English translation

pedestrian
yaya
sıkıcı
monoton
yavan
foot
ayak
yaya
metre
piyade
feet
ayakla
bir ayağını
adım
eteklerinde

Examples of using Bir yaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir yayanın, caddeyi yaya geçidinde geçmesi gerekir.
A pedestrian needs to cross the street at a crosswalk.
Ama stingray balığının, önümüzde bir yayayı öldürmesi bizi yolumuzdan alıkoydu.
But we were delayed en route when the Stingray in front of us killed a pedestrian.
Bir yayaya çarpıp öldürdüğünde bir bardan eve doğru araba sürüyordun.
You were driving home from a bar when you struck and killed a pedestrian.
Bir sürücü, bir yayaya çarpınca sürücünün ihmali olduğu varsayılır.
When a driver hits a pedestrian, the presumption is the driver is negligent.
Kırmızı da geçip bir yayanın kafasını koparmış ve diğerlerini ezmiş.
Ran a red, decapitated a pedestrian and smashed up our other customers.
Yaşındayken bir araba çalmış kazara bir yayayı öldürmüş.
When he was 15, he stole a car on a dare, accidentally killed a pedestrian.
Ancak, yolda, önümüzdeki Stingray bir yayayı öldürünce geciktik.
But we were delayed en route when a Stingray in front of us killed a pedestrian.
Ama bir stringray hemen önümüzde bir yayayı.
But we were delayed en route when a Stingray in front of us killed a pedestrian.
polisten kaçtıktan sonra bir yayayı yakaladı ve üzerinden elbiselerini aldı.
after escaping police, the wanted man held up a pedestrian and took away his clothes.
Beyaz steyşın bir aracın şoförü 18.00de Vester Vold Caddesinde bir yayayı öldürdü.
At 6 p.m. the driver of a white station wagon killed a pedestrian in Vester Vold Street.
Belgradlı diş hekimi 31 yaşındaki Stefan Levy, arabasını kullanırken bir yayayı yaralamaktan dokuz ay hapse mahkum edilmiş.
Stefan Levy, 31, a dentist from Belgrade, was sentenced to nine months for injuring a pedestrian while operating his car.
Hırsız, bir yayaya çarpıp öldürdükten sonra sorumluluktan kaçmak için anahtarı Anikeyevin cebine geri koydu.
The thief hit and killed a pedestrian, and to avoid responsibility, returned the keys to Anikeyev's pocket.
Sürücü alkollüyken bir yayaya çarpınca, ihmalkarlıktan çıkıp dikkatsizlik sonucu adam öldürmeye girer.
When a driver's been drinking and he hits a pedestrian, it's no longer negligence… it's reckless.
Bir de yayalara bir şeyler fırlatmak yok. tabi ki onlar bunu hak etmedikçe.
Also, no throwing objects at pedestrians, unless, of course, they deserve it.
Önce küçük düşürülmüş, bir yayaya çarpmış, arabayı bırakıp,
He gets humiliated hits a pedestrian he ditches the car,
kamyonunun Harvard Meydanındaki kavşakta bir yayayı öldüreceğini bilemezdim.
his truck skidded through the intersection at Harvard yard, killing a pedestrian.
Gazetede her iki vakada da( her ikisi de karanlıkta otoyola çıkan bir kişiyi içeriyordu), sürücülerin gece yarısında otoyolda bir yayanın karşıdan karşıya geçmesini beklememesinin normal olduğu yönünde hüküm verildi.
In each case- both of which involved a person walking on the motorway in the dark- it was judged that motorists cannot expect to come across a pedestrian on the motorway in the middle of the night, said the paper.
Kaza geçiren bir yaya var.
I have a pedestrian that's been hit.
Burda büyük bir yaya trafiği var.
It's great foot traffic.
Burada yoğun bir yaya trafiği var.
It's a heavy foot traffic area over here.
Results: 442, Time: 0.0338

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English