Examples of using Biraz stres in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu çocuk gidip biraz stres atacak.
Cebine koy. burada biraz stres varsa.
You put it in your pocket and have some stress here.Gidip birkaç raund yapacağım ve biraz stres atacağım.
And work off some of this stress. Well, I'm gonna go get in a few rounds.Ne sorun olmaz? Biraz stres atmak?
Releasing some stress. Mind what?Onları, yardım etmeleri ve biraz stres atmaları için çağırdım.
I invited them so they can help and relieve some stress.Tek başıma uğraşmaktan biraz stres oldum.
I'm a little stressed out doing this all by myself.Biraz stres yükledi, ne de olsa. Fakat, biliyorsun, mahkeme ve tüm bu şeyler.
But, um, you know, with the trial and all… And, uh, it's certainly added a little stress after all.Bak, bu onun için biraz stres atmak ve iyi vakit geçirmek adına bir şans.
Look, this is a chance for her to blow off some steam and have a good time.Biraz stres. Ben neden hala farklı olduğunu görmem,
A bit of stress. I still don't see why this is different,Şu anda biraz stres altındayım çünkü bir sürü kaza olan bir taşra yoluna gitmemiz gerekli.
Where there has just been a ton Şu anda biraz stres altındayım çünkü bir sürü kaza olan bir taşra yoluna gitmemiz gerekli.
I'm under a bit of stress because we have to go out to a rural road where there has just been a ton yine de, bilmiyorum, biraz stres olmuştuk.
I don't know- feelin' a little stressed on it.Tommy adına çok sevinçliyken, kendi adıma da biraz stresliydim.
Sadece biraz stresliyim.
Just a… little stress.Biraz stresli görünüyorsun;
You seem a little stressed;Sanırım Tom biraz stresli hissediyor.
I think Tom is feeling a little stressed.Belki biraz stresli görünüyordu?
He seemed a little stressed maybe?Biraz stresli görünüyorsun sen.
You seem a little stressed.Sadece biraz stresliyim.
I'm actually a little stressed.Lois, biraz stresli görünüyorsun.
Lois, you look a little stressed.
