Examples of using Birbirini görünce in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye)
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye) dönüp:'' Ben sizden uzağım,
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye)
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye)
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye)
Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine( geriye)
dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü
Birbirinizi görünce durduğunuzu sanıyordum.- Bayrağını çekmiş.
Size bakınca ve sizi birlikte görünce birbirinize göresiniz, anlıyor musun?
Tüm sabah kavga etmelerinden sonra sinemaya girip, o küçük ve şirin kafalarını birbirine yaslanmış görünce.
Ve ikinizin nasıl birbirinizi tamamladığınızı görünce… sonunda dank etti; TS iyi bir kısmetti. Seninle nasıl olduğunu görünce. .
İki topluluk birbirini görünce, Musanın adamları'' Eyvah, yakalandık! dediler.
İki topluluk( yaklaşıp) birbirini görünce Musanın adamları:'' İşte yakalandık!'' dediler.
Her iki topluluk birbirini görünce, Musanın arkadaşları,'' İşte yakalanıyoruz,'' dediler.
İki topluluk( yaklaşıp) birbirini görünce Musanın adamları:'' İşte yakalandık!'' dediler.
İki topluluk da birbirini görünce Musanın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.
İki topluluk birbirini görünce, Musanın adamları'' Eyvah, yakalandık! dediler.
Her iki topluluk birbirini görünce, Musanın arkadaşları,'' İşte yakalanıyoruz,'' dediler.
İki topluluk da birbirini görünce Musanın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.
İki topluluk( yaklaşıp) birbirini görünce Musanın adamları:'' İşte yakalandık!'' dediler.