BIRLIKTE GITMEK in English translation

• to go with
• leave with

Examples of using Birlikte gitmek in Turkish and their translations into English

Nasıl birlikte gitmek!
How you go along!

Bunun için seninle birlikte gitmek zorunda kalacağım.
I'm gonna have to go with you on that.

Diğer herkesle birlikte gitmek istemiyorum!
All of my brothers have gone with you!

Birlikte gitmek zorundayız.
We have to go together.

Benimle birlikte gitmek istemezsin herhalde, değil mi?
You don't wanna go with me, do you?

Yani, benimle birlikte gitmek. Hayır, hayır!
No, no! I mean… go with me!

Neden? Birlikte gitmek iyi bir izlenim verir.
Why? Going together will give a good impression.

Birlikte gitmek iyi olurdu.
It would be nice to go together.

Birincisi, birlikte gitmek zorunda değiliz.
First of all, we don't have to go together.

Birlikte gitmek güzel olur.
But it would be nice to go together.

Peki ya seninle birlikte gitmek istersem?
Well, what if, um… what if I went with you?

Birlikte gitmek ister misin?
You maybe want to go together?

Ne kadar zamandır ailemle birlikte gitmek istiyorum bilmiyorsun.
You don't know how long I have wanted to go away with my family.

Tabii eski günlerin hatırına, sen de birlikte gitmek zorunda kaldın.
And for old time's sakes, you had to go along.

Geçmiş ve şimdiki birlikte gitmek.
Past and present go together.

Eğer Eschnapura gidiyorsan, birlikte gitmek akıllıca olur.
If you're going to Eschnapur, it's wise to go together.

Hayır, istemiyorum! Diğer herkesle birlikte gitmek istemiyorum!
I won't go with everyone. No, no!

Hayır, hayır. Yani, benimle birlikte gitmek.
No, no! I mean… go with me!

Bence yalnız gitmekten korktuğun için benimle birlikte gitmek istiyorsun.
I think you're scared of going alone and want me to go with you.

Bir şekilde seninle birlikte gitmek istiyorum.
I want… Somehow I want to get away with you.