Examples of using Bitik in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İçeri gel. Tanrım, bitik görünüyorsun.
Başarılı olamamış, buruk, bitik bir jimnastikçiymişim?
Boş. Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Boş. Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Bu yıl bir an vardı ki kendimi tamamen bitik hissediyordum.
Boş. Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Boş. Carl. Bitik.
Boş. Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Tüm nehir burada aynı lağım gibi akıyor. Bitik.
Benzinim bitti, cep telefonum da bitik.
Hey, bu parti bitik. Dinle.
Hey, bu parti bitik.
Bitik bir grup, sanat galerisi dediğin bu berbat yer.
Zavallı yaşlı adam bitik ve yalnız ölmüş.
Beni bitik bir alkolik yaptı.
Weaver bitik ve acılıydı, Ama yinede ölümcül patojenler hakkında çok şey biliyordu.
Yani bu bitik, senaryo yazmak için bastırılmış anılarını mı kullanmış?
Senin gibi bitik bir polisin FBIı niye takip ettiğini söyleyecek misin?
Charlienin cingıl işleri bitik ve yakında evsiz kalıcam.