BULMAYA ÇALIŞIYORLAR in English translation

they're trying to find
trying to locate
bulmaya çalış
bulmaya çalışacağım
saptamayı dene
have tried to find
we're trying to trace

Examples of using Bulmaya çalışıyorlar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ne bulmaya çalışıyorlar?
What are they trying to find?
Onları bulmaya çalışıyorlar anlaşılan.
Looks like they're trying to find them.
Onu bulmaya çalışıyorlar.
They're trying to track him down.
Onu bulmaya çalışıyorlar.
They'rejust trying to find him.
Erkek bulmaya çalışıyorlar. Dışarılarda eğlenip.
They're out partying, trying to get a man.
Birini bulmaya çalışıyorlar. İngilizce değil. Hala tercüme edecek.
We're still trying to find somebody to translate.
Birilerini bulmaya çalışıyorlar.
Trying to find somebody.
Ameliyatta, kanamayı bulmaya çalışıyorlar. Gelişme var mı?
Any update? He's in surgery, trying to find the bleed?
Menzillerini bulmaya çalışıyorlar.
They have found us.
Bölgeyi bulmaya çalışıyorlar. Yarışmacılarımız çılgınca güvenli.
Trying to find the safe zone. Our contestants are frantically.
Oğlunu bulmaya çalışıyorlar.
Trying to find your son.
Dışarılarda eğlenip, erkek bulmaya çalışıyorlar.
They're out partying, trying to get a man.
Uzmanlar asırlardır bunun formülünü bulmaya çalışıyorlar.
Experts have been trying to find this formula for centuries.
Şimdi adamı bulmaya çalışıyorlar.
Now they're trying to find him.
Sanırım Watergate hırsızlarının Florida kanunlarını çiğneyip çiğnemediğini bulmaya çalışıyorlar.
I think they're trying to find out if the Watergate burglars broke any Florida law.
Doktorlar duruma el koydu ve bir tedavi yöntemi bulmaya çalışıyorlar.
Doctors have the situation in hand and are working to find a cure.
Felicity ile Lyla beraber annesini bulmaya çalışıyorlar.
Felicity and Lyla are working on finding his mother.
Onlar Edwini bulmaya çalışıyorlar.
They're trying to find Edwin.
İlk iş Braxtondaki şerifi aramıştım. Şimdi kızı bulmaya çalışıyorlar.
The first call I made was the Sheriff in Braxton… they're trying to locate her now.
Sürekli oradan oraya sürükleniyor. Ailesini bulmaya çalışıyorlar.
She keeps being moved while they try to locate her family.
Results: 96, Time: 0.0318

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English