Examples of using Bulutlu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bulutlu Tepe madenine gidip biraz almalıyım.
Kafanın içinin bulutlu olması değil endişem.
Ama bulutlu ve.
Siz Yun Keng i 9 Bulutlu Zirvedeki Po Dao Tapınağına götürün.
Bulutlu Maloja Harikası.
Annenin sütü Bulutlu. Senin zihinli kötü şeyler yaptı. Ve hatta hatırlamıyorum.
Bu çocuğun geleceği bulutlu. Bunu görmelisin.
Şu bulutlu olan hoşuma gitti. Ronnie?
Ronnie? Şu bulutlu olan hoşuma gitti.
Şu bulutlu olan hoşuma gitti. Ronnie?
Şu bulutlu olan hoşuma gitti. Ronnie?
Ronnie? Şu bulutlu olan hoşuma gitti.
Çok bulutlu da değil.
Hava biraz bulutlu, çok türbülans var.
Görünüşe göre hava bulutlu… ve seks ihtimali var.
Bulutlu, sisli, biraz da yağmurlu bir sabah.
Bulutlu olan kesinlikle Juna için.
Ogamiden kurtulmamızı sağlayacak sıcak bulutlu bir atmosferi var. Hoşuma gitti.
Max, bizi bulutlu bir yere götür.