DEĞIŞIMIN in English translation

change
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
shift
vardiya
mesai
nöbet
değişim
vites
kayması
değişiklik
değiştir
transformation
dönüşüm
değişim
transformasyon
dönüştürme
alteration
değişim
değişiklik
değiştirme
getirebilsen
alterasyonu
transition
geçişi
değişim
dönüşüm
intikal
geçiş
süreci
mutation
mutasyon
değişimi
changes
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
changing
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü
changed
değişim
değişir
değişiyor
değişmez
değiştir
değişiklik
değiştirin
bozukluk
üstü

Examples of using Değişimin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Şimdi de ydeki değişimin sabit olup olmadığına bakalım.
So let's see if our change in y is constant.
Değişimin zamanı geliyor.
Time has come for a change.
Fakat hepsi değişimin yaklaştığını biliyordu.
But little did they know, a change was coming.
Değişimin etkisi olmuyor.
Modulation is having no effect.
Değişimin yakında kalıcı olacağının da farkında mısın?
Are you also aware that the changes will soon be permanent?
Değişimin nesi o kadar güzel ki?
But what's so great about change?
Eğer bir şekilde değişimin ruhunu yakalayabilirsek bunlar olmak zorunda olmayacak.
If we can somehow create a change of spirit. It doesn't have to happen.
Değişimin yolu bu değil.
This is not the path to change.
Görmek istediğiniz değişimin parçası olun.
Be the change you want to see in the world.
Bu binayı, değişimin zorlu bir denemesi olsun diye tasarladım.
I would conceived this building to be a crucible for change.
Değişimin neyi yanlış?
What's wrong with change?
Gün içinde değişimin farkına varacaksın.
You will notice a change within two to three days.
Değişimin acısını çekiyordur belki.
Maybe he's suffered a change of heart.
Gerçekleşmesini istediğimiz değişimin kendisi olmalıyız.'' Bu Gandhi.
We must be the change we wish to see." That's Gandhi.
Fiziksel değişimin anahtarına sahip bir gen varsa, o da seninkidir.
If any genes hold the key to changing appearance, it's yours.
Bunu yapmak için değişimin mümkün olduğuna inanmanız gerek, yoksa başaramayız.
In order to do this, you have to believe that the change is possible.
Kimse değişimin bügüne kadar… krizi büyüttüğünü farketmedi.
Till the day of the crisis… No one knew how great a change it was.
Bu binayı, değişimin zorlu bir denemesi olsun diye tasarladım. Biliyorum.
I know. I would conceived this building to be a crucible for change.
Değişimin anahtarı renktir. Şuna bak.
Look at this. Color is the key to transformation.
Artık değişimin…-… zamanı geldi.
It is time… for a change.
Results: 639, Time: 0.0362

Top dictionary queries

Turkish - English