Examples of using Devralmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zorla araya girip Atlantic Citynin içki işini devralmak istiyor.
Evet, Justin Richards bir projeden kovulmuş ve o devralmak zorundaymış.
İlk projemiz, Han Young Bankasını devralmak.
Bu yüzden bizim malımızı istedi. Sevkıyatlarımızı devralmak.
Becca kardeşim Dylandan hamile kaldığı için eski işimi devralmak zorunda kaldı.
Kız kardeşinin şehirdeki evini devralmak Simonı orada büyütmek.
Bakın, herkes nöbeti devralmak zorunda.
Benim toprağımla bitişik ve devralmak istiyorum.
Benim gücüm, senin acını devralmak.
Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.
Ben de sonra onun danışmanlık görevlerini devralmak zorunda kaldım.
Tüm evren. sosun gücü unposed ve devralmak.
Astsubay!- Bu geminin komutasını devralmak zorundayım!
İşler ters giderse, sen devralmak zorunda kalacaksın.
Hey, Naomi, dümeni devralmak istermisin?
Ve tüm şehrin seks ticareti. karaborsayı devralmak.
Ve tüm şehrin seks ticareti. karaborsayı devralmak.
Naomi, dümeni devralmak istermisin?
Şu an düşündüğü en son şey evini devralmak.
Jesse… dağıtım kısmını sen devralmak zorunda kalacaksın.