Examples of using Duymak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Duymak zorunda kaldığın için üzgünüm.
Bunu senden duymak zorunda kaldım.
Bunu babandan duymak zorunda kaldım.
Duymak zorunda kalırsınız.
Öpüşme kısmını duymak zorunda mıyız? Yine öpüşüyorlar?
Bunu duymak zorunda kaldığınız için üzgünüm.
Beni duymak zorunda.
Sina Dağından duymak zorunda kaldım mı?
Bunu kaç defa duymak zorunda.
Bu işin senin başına nasıl bela olduğunu… duymak zorunda kalmazdım.
Ve dizinden yaralandığını bir osteopattan duymak zorunda kaldım.
Sadie, bunu er ya da geç duymak zorunda kalacaksın.
Böylece bu lafı hergün duymak zorunda kalmıyorum.
Kapımda beliriveren sarışın bir sürtükten bunları duymak zorunda kaldım.
Frank, üzgünüm sen bile bu anlamsız sözleri duymak zorunda kaldın.
Allieyle nişanlandığını arkadaşım Marcy Kaplandan duymak zorunda kaldım.
O hergün Shelbynin ağlamalarını duymak zorunda.
Jüri gerçeği benden duymak zorunda.
Hangi CDleri alacağımı söyle de duymak zorunda kalmayayım.
Kahramanlık öykülerinizi ikinci elden duymak zorunda kalmıştım.