EMINIM BEN in English translation

sure i
eminim
tabii ben
bence danışacağın
elbette
muhakkak sana
eminim ki annanın kararı konusunda endişeli olan sadece ben
ben , bildiklerimin hesabını tamamıyla verdim ve eminim
i bet i
eminim
bahse varım ben
i'm pretty confident

Examples of using Eminim ben in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bira ister misin? becerebilirse, eminim ben de?
Could get off, then I'm sure… Do you want a beer?
Hayır, eminim ben.
No, I'm sure of it.
Doğruyu söyle. Şey, eminim ben.
Tell the truth. Oh, well, I'm sure I.
Eminim Ben onlar gibi miyiz değilim, ama ben
I'm sure I'm not gonna like them…
Her yerde seni görüyorum. Hatta, şimdi rüyalarıma da girmeye başladın… Ve eminim ben de senin rüyalarındayım?
I see flashes of you all the time and you have even started coming in my dreams now… and I am sure I must be in your dreams too Right?
Canım, eğer kapıyı sen açmazsan eminim ben açabilirim… Julie!
I'm sure I could… Julie! Darling, if you will just open the door!
Ayrıca eminim ben polisi uyardıktan sonra beni ezmeye çalıştığın minibüsünü de evinin önünde bulacağız!
And I bet at your home, we will find the van that ran me off the road when I alerted the police!
Eminim ben sahada sıradan bir robot gibi dolaşırken, sen laboratuvarında bir şeyleri düzeltmek için kendini zorlamamışsındır?
I trust you haven't strained yourself tinkering in your lab while I was toiling in the field like a common drone?
Hatta belki de içimizde giderek solmakta olan o mizah anlayışını giderek ölmekte olan yaşama sevincini tekrar yaşayacağımıza eminim ben.
In fact, I'm sure that we would even regain our fading sense of humor and rekindle our slowly dying joy for life.
Hatta belki de içimizde giderek solmakta olan o mizah anlayışını giderek ölmekte olan yaşama sevincini tekrar yaşayacağımıza eminim ben.
And rekindle our slowly dying joy for life. In fact, I'm sure that we would even regain our fading sense of humor.
Ama Bo Diddley bir sigara kutusundan gitar yapabiliyorsa… eminim ben de kemik ve kıkırdaktan larinks yapabilirim.
From bone and cartilage. I'm pretty sure I can make a larynx But if Bo Diddley can make a guitar out of a cigar box.
Ama Bo Diddley bir sigara kutusundan gitar yapabiliyorsa… eminim ben de kemik ve kıkırdaktan larinks yapabilirim.
From bone and cartilage. But if Bo Diddley can make a guitar out of a cigar box, I'm pretty sure I can make a larynx.
Eminim. Ben buna 3 derim.
I'm calling it 3. 5, I'm sure.
Elbette eminim, ben'' Ölümüm.
Of course I'm sure.
Eminim benimle yatabileceğini söyledi, öyle değil mi?
I bet he said you could have me, didn't he?
Tabii ki eminim. Ben.
Of course, I'm sure.
Eminim beni güvenli ve emniyetli bir yere götürüyorsundur.
I bet you're taking me someplace safe and secure.
Ne…? Eminim benimde vurulmamı dilemişsindir, değil mi?
I bet you wish i got shot, too, huh?
Eminim, benden bile daha iyi.
Better than you let on, I'm sure.
Eminim beni yanında getirmemiş olmayı diliyorsundur.
I bet you wish you would never brought me along.
Results: 42, Time: 0.0474

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English