Examples of using En bariz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İki din arasındaki en bariz ortak uygulama Tanrının kesin tekliğinin ifadesidir:
Ülkenin EESI puanı 2,94 ile hepsinin en yükseği.'' diyen S& P şöyle devam etti:'' Türkiyenin kredi patlamasının en bariz yan etkisi, cari açığının 2011 yılında aniden GSYİHnın% 10u ile çok yıllık rekor bir seviyeye genişlemesi, diğer bir deyişle petrol fiyatlarındaki yükselmeyle de körüklenen kötüleşme oldu.
Robert Chazan ve Alan Davies, modernizm öncesi İslam ve Hristiyan dünyaları arasındaki en bariz farkın, Müslüman ülkelerdeki'' ırksal, etnik ve dini toplulukların zengin çeşitliliği'' olduğunu,
En bariz sonuç bu.
Bunun en bariz örneği intihar.
En bariz olan ise uyuşturucu.
En bariz yol Gannonun yöntemiydi.
Sanırım en bariz çözüm buradan gitmek olurdu.
O kişi her zaman en bariz suçludur.
En bariz besin kaynağı tabii ki yaprak.
Ama en bariz olanı ile başlamama izin ver.
Arkadaşınız en bariz şüphelinin Owen Garrison olduğunu söylüyordu.
Ve en bariz olanı araçlar yapabilme yeteneğimiz haberleşebilme kabiliyetimiz.
O zaman tarihteki en bariz soruyu sormama izin verin.
Dünyanın en bariz Lewis Caroll göndermesini yaptıkları için dahiler.
Dünyanın en bariz Lewis Carroll göndermesini yaptıkları için dahiler.
Bizler için en bariz işaret… bazı şeylerin değişmekte olduğuydu.
Geyik oturumunuzu dinliyordum ve siz şapşallar en bariz olanı kaçırdınız.
Bizler için en bariz işaret… bazı şeylerin değişmekte olduğuydu.
Bizler için en bariz işaret… bazı şeylerin değişmekte olduğuydu.