BARIZ ŞEKILDE in English translation

clearly
belli
net
açıkçası
kesinlikle
apaçık
şüphesiz
aşikâr
bariz
açıkça
bariz bir şekilde
significantly
oldukça
önemli ölçüde
önemli derecede
büyük ölçüde
ciddi şekilde
daha
önemli bir şekilde
bariz şekilde
ciddi derecede
ciddi anlamda
conspicuously
dikkat çekici bir şekilde
bariz şekilde
ismi
dikkat çekici ölçüde
belirgin şekilde
distinctly
iyi
kesinlikle
belirgin
net
açıkça
belirgin bir şekilde
çok
bariz şekilde
in an obvious way
apparent
belirgin
görünür
görünen
açık
belli
bariz
aşikar
ortada
görünmüyor

Examples of using Bariz şekilde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kimseyi beklemiyordum bariz şekilde.
Wasn't expecting anyone, clearly.
Bariz şekilde değil, sevgiyle.
Not obviously- affectionately.
Bavul bariz şekilde şüpheli duruyordu.
The suitcase obviously looked suspicious.
Ürünün kontrolü bariz şekilde Nortondaydı.
Control of the product. Norton clearly never had.
Gidelim hadi. Bu bariz şekilde.
Let's go.- It will be obvious to.
Yani, bariz şekilde sen suçlusun.
So it's obvious that you're guilty.
Fakat o bariz şekilde… Delirmiş.
But he's clearly-- He's just off.
Bariz şekilde artık etmediğime pişmanım!
Well, obviously I regret that now!
Ama zavallı kurbanları bariz şekilde gördüm.
But I saw the unfortunate victims quite clearly.
Bunu yapan kişi bariz şekilde hastadır.
Obviously a very sick person.
Bariz şekilde farklılar ama artık önemi yok.
Obviously, they're different, but that doesn't matter now.
Adamın bariz şekilde narsistik kişilik bozukluğu var.
The guy clearly suffers from narcissistic personality disorder.
Aranızda bariz şekilde özel bir şey var.
You two obviously have something special.
Endişem neden diğer bölümlerin bariz şekilde geride kaldığı.
My concern is why the other departments so patently lag behind.
Bir tanesi sağlıklı, diğeri ise bariz şekilde hastalıklı.
One's healthy; the other's clearly septic.
Günah çıkarma hücresine geldi ve bariz şekilde şok durumundaydı.
He came into the confessional and he was obviously in a state of shock.
Braddock ve Callaghan, bariz şekilde hala bir ilişki içinde.
Braddock and callaghan clearly still have feelings.
Madem bariz şekilde bunu yapıyorsunuz, neden hepsinin doğru olduğunu.
But since you obviously are, why don't you say they're all true.
İnsan olmayı bu kadar bariz şekilde şahane yapan da bu.
That's what makes being human so distinctly.
Bebek bariz şekilde Meksikalı!
The baby is clearly Mexican!
Results: 434, Time: 0.0352

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English