Examples of using Apparent in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The Soviet menace was becoming more and more apparent.
And then an injector burst for no apparent reason and started spewing plasma coolant.
No apparent security, no nothing… myself excluded.
She must have some massive character defect'that only becomes apparent after a while.
Logan Your guy Ari is Tevan's nephew and heir apparent.
Sizin adam Ari, Tevanın yeğeni ve görünürdeki varisi.it has become woefully apparent that you are outmanned.
adamının… silahının ve seçeneğinin olmadığı aşikâr.is painfully apparent.
acı verici şekilde ortada.No apparent signs of concussion or symptoms of amnesia.
Beyin sarsıntısı veya amnezi belirtisi görünmüyor.it has become woefully apparent outgunned and out of options.
adamının… silahının ve seçeneğinin olmadığı aşikâr.Projectile 2. No apparent reentry.
Roket 2? Yeniden giriş görünmüyor.Apparent heart attack.
Kalp krizi olduğu ortada.And perhaps even introduce it to the apparent mysteries of soap and water.
Hatta belki de suyla sabunun aşikâr gizemiyle bile tanıştırır.No apparent reentry. Projectile 2.
Roket 2? Yeniden giriş görünmüyor.No apparent reentry. Projectile 2.
Roket 2? Atmosfere giriş görünmüyor.Projectile 2. No apparent reentry.
Roket 2? Atmosfere giriş görünmüyor.It-It-It was apparent, Sandra.
It's apparent our subject is extremely organized and sophisticated.
Hedefimizin oldukça karmaşık ve organize olduğu aşikardır.I think it became very apparent that this was no longer a sustainable fantasy.
Bence bunun artık sürdürülebilir bir fantezi olmadığı gayet açıktı.Things that indicate a person's guilt are usually pretty apparent.
Bir kişinin suçlu olduğunun emareleri gayet belirgindir.It became apparent that the garrisons would be eventually destroyed.
Garnizonların sonunda yok olacağı aşikardır.
