Examples of using Açıkça in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Doğru yolu bulan ruhların çarpıldıkları ceza… cimriliğin ne olduğunu gösteriyor açıkça.
Niye biliyor musunuz? Çünkü kafama şapka taktığımı açıkça hatırlıyorum.
Yani doğayı yok eden izlerimizi açıkça başka ülkelere taşımış oluyoruz.
Yani açıkça geri çekildiğinizi itiraf ediyorsunuz, Er Ferol?
Açıkça rahatsız edilmek istemediğimi belirtmiştim.
Sana açıkça bir şey sormama izin verir misin?
Sana açıkça söyledim, senin kişisel hayatın beni ilgilendirmiyor.
Farklılıklarımızı açıkça ve dürüstçe kabul etmemiz gerekiyordu.
Şu Teğmen Agathon'' bir düşman ajanı ile açıkça arkadaşlık yapmış ve onu hamile bırakmış.
bence bu açıkça en iyisi.
Açıkça konuşabilir miyim, efendim?
Sana bunu açıkça ve kesin bir şekilde söylüyorum.
Sana bir program gönderdim ve açıkça söyledim ki bekle bir saniye.
Capote… bunu kitabında açıkça söyler misin lütfen?
Senden açıkça yapmamanı istediğim halde sen elmasları araştırıyordun.
Eğer bana söylemezsen, açıkça Seni keserim.
Ağır silahlarla donanmış askerler, yüzlerce öğrenciyi, dün gece ve bu sabah açıkça öldürdüler.
Çünkü kafama şapka taktığımı açıkça hatırlıyorum.
Bana açıkça, önceden hiç sağlıklı bir ilişkin olmadığını söyledin.
Ama açıkça konuşabilir miyim?