Examples of using Gözümüzün önünde in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu gözümüzün önünde vurdular.
Babam onlarla mücadele etti… ve onu gözümüzün önünde vurdular.
Gözümüzün önünde saklanıyormuş.
Az önce gözümüzün önünde Jayi öldürdü.
Dünyanın en güçlü fırlatma aleti… gözümüzün önünde duruyor.
Yıldan fazla süredir gözümüzün önünde saklanan gizli bir örgüt.
Jeffte kronik olmayan türü olduğunu sandık. Çünkü olay gözümüzün önünde cereyan etti.
Zor olduğunu biliyorum Pete ama işte tam gözümüzün önünde.
En korkunç düşmanlar gözümüzün önünde duranlar.
İşte bu. Gözümüzün önünde oldu.
Restorandan bir çifti aldılar, gözümüzün önünde öldürdüler.
Gördüğün gibi çoğu cevap gözümüzün önünde saklı.
Ama Cotterı öldüren her kimse, gözümüzün önünde kayboldu.
Herkes olabilir, her yerde olabilir… Gözümüzün önünde saklanıyor olabilir.
Oldukça karmaşık bilgisayımsal bir sistem gözümüzün önünde saklanıyor.
Gözümüzün önünde çözülüyor.
Aramızda yaşayan, gözümüzün önünde gizlenen gerçek cadılar var Ingrid.
Kaya bizim gözümüzün önünde büyüdü.
Bu bir günde… gözümüzün önünde ölen birileri olmaz.
Hem de gözümüzün önünde oldu. Bu gerçekleşti.