Examples of using Gün ışığını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gün ışığını kucaklamanızı birkaç saatliğine daha beklemiyordum Efendi B.
Gün ışığını kaçırmasına maloluyor. Zamansız gerçekleşen motor arızası, Krystala muhteşem.
Gün ışığını bir kere bile görmedi.
Kış boyunca gün ışığını görmedim.
Gün ışığını rüyanda görürsün.
Haz gün ışığını pek sevmez.
Saçında gün ışığını göremeyeceğim.
Gün ışığını harcıyoruz.
Gün ışığını benden korktun.
Gün ışığını bekleyelim mi?
Hayat gibi gün ışığını çoğaltacak.
Ayrıca… gün ışığını severim.
İnsanları kenara itmek için yumruğumu kullandım ki gün ışığını görebileyim.
Ve sen bir daha asla gün ışığını göremeyeceksin.
Uzun, karanlık bir tünelden çıkıp gün ışığını görünce insan ne kadar minnettar olur, farkında mısın'' demişti?
Onu yakalayacağız ve gün ışığını bir daha göremeyecek çünkü onu bir odaya tıkacağım odayı
Gün ışığını görememeliydi. Onu bir kez elimize geçirdikten sonra bu serseri.
Bize burada, kalemizde saldıracaklar ve gün ışığını müttefikleri ve ana silahları olarak kullanacaklar.
Romalılar, gün ışığını 12 eşit saate bölerek( yıl boyunca değişen uzunluklara sahipti) geceyi dört saate ayıran 12 saatlik bir sistem kullandı.
Sen kendi çocuğuna'' Gün ışığını son defa görüyorsun.'' diyebilir miydin?