GÜN IŞIĞINI in English translation

daylight
günışığı
gündüz
gün ışığı
güneş ışığı
güpegündüz
gün ağarana
gün ışıyana
the light of day
gün ışığını
sunlight
günışığı
güneş ışığı
gün ışığı
sunshine
günışığı
gün ışığı
güneş ışığı
sunbeams
günışığı
güneş işını
gün ışığı
bir güneş ışığı
sunrise
gündoğumunu
gün doğumunu
güneşin doğuşunu
gündoğumu
güneş doğana
gün doğumu
gün doğmadan
gün doğana
şafaktan
gün ışığı

Examples of using Gün ışığını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gün ışığını kucaklamanızı birkaç saatliğine daha beklemiyordum Efendi B.
Didn't expect you to brave the light of the day for couple more hours, Master B.
Gün ışığını kaçırmasına maloluyor. Zamansız gerçekleşen motor arızası, Krystala muhteşem.
Has cost Krystal the remaining magic light of the day. The untimely motor failure.
Gün ışığını bir kere bile görmedi.
He never saw the light of the day.
Kış boyunca gün ışığını görmedim.
I never saw the day light in winter.
Gün ışığını rüyanda görürsün.
Dream on, sunshine.
Haz gün ışığını pek sevmez.
Hedonism isn't a big fan of the sunlight.
Saçında gün ışığını göremeyeceğim.
Never see the daylight in your hair.
Gün ışığını harcıyoruz.
Daylight's wasting.
Gün ışığını benden korktun.
You scared the daylights out of me.
Gün ışığını bekleyelim mi?
Should we wait for daylight?
Hayat gibi gün ışığını çoğaltacak.
And like life, it will flourish in sunlight.
Ayrıca… gün ışığını severim.
Besides, I like the sunshine.
İnsanları kenara itmek için yumruğumu kullandım ki gün ışığını görebileyim.
I had to use my fists to get people aside, So I could see the daylight.
Ve sen bir daha asla gün ışığını göremeyeceksin.
And you shall never see the light of another day.
Uzun, karanlık bir tünelden çıkıp gün ışığını görünce insan ne kadar minnettar olur, farkında mısın'' demişti?
He said,"Have you ever noticed how grateful you are to see daylight-- After coming through a long dark tunnel?
Onu yakalayacağız ve gün ışığını bir daha göremeyecek çünkü onu bir odaya tıkacağım odayı
We will get him, and he will never see daylight again, because I'm gonna put him in a room
Gün ışığını görememeliydi. Onu bir kez elimize geçirdikten sonra bu serseri.
Seen the light of day once we got our hands on him. Well, I'm just saying this lowlife should have never.
Bize burada, kalemizde saldıracaklar ve gün ışığını müttefikleri ve ana silahları olarak kullanacaklar.
They will strike us here in our fortress and they will use the sunlight as their ally and main weapon.
Romalılar, gün ışığını 12 eşit saate bölerek( yıl boyunca değişen uzunluklara sahipti) geceyi dört saate ayıran 12 saatlik bir sistem kullandı.
The Romans also used a 12-hour clock: daylight was divided into 12 equal hours(thus hours having varying length throughout the year) and the night was divided into four watches.
Sen kendi çocuğuna'' Gün ışığını son defa görüyorsun.'' diyebilir miydin?
Could you say to a child of yours,"you have seen the sunlight for the last time"?
Results: 258, Time: 0.0441

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English