Examples of using Gün boyu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gün boyu neredeydin sen?
Yoksa gün boyu boş boş durmuş oluyoruz.
Gün boyu açgözlülük ederler.
O nedenle gün boyu terminal operasyonlarımız durdurulacak.
Gün boyu sürer.
Çünkü pijamalarımı gün boyu giyebilirim.
Hatıralar.- Hikayeleri gün boyu anlatabilirim.- Evet.
Öğreniriz. Ama biri gün boyu çalışan bir kamyon şoförü.
Çünkü Floyd, gün boyu sinemaya gittiğini söylüyor.- Tamam.
Çünkü Floyd, gün boyu sinemaya gittiğini söylüyor.- Tamam.
Gün boyu hiçbir şey yapmadım.
Efendim, kamyonunuzu gün boyu buraya park edemezsiniz.
Sen oynarken ve matematik ve gün boyu öğrenme hakkındaki herşeyi öğreneceksin.
Gün boyu içtiğin tek şey kahve.
Ama gün boyu aradı durdu, sanırım kafayı yedi.
Gün boyu diğer profesör arkadaşlarımla ne hakkında konuşuyoruz biliyor musunuz?
Her şeyden önce, gün boyu, bolca su için.
Yaşında bir kızım var, gün boyu hiç bir şey yapmıyor.
Gün boyu kesinlik.
Bu insanlar gün boyu çalışıyor.