Examples of using Güzellikle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Güzellikle gelin, yoksa oraya zorla götürürüz.
Hepsi güzellikle bitecek, Tobias.
Güzellikle içkinin ortak noktasını biliyor musun?
Los Angeles, güzellikle sarılı bir yalan.
Belki güzellikle gelir.
Güzellikle ve de oyunculukla.
Sana güzellikle soruyorum, Kevin.
Bir kez soracagim, güzellikle, ve bir kezde yaramazca.
Senin gibi bir kadın güzellikle ve zarafetle kuşatılmayı hak eder.
Cağır onu güzellikle konuşalım mı dedi?
Gemiyi güzellikle teslim et, yoksa güç kullanacağız.
Sormaya güzellikle devam etmeyeceğim!
Ve güzellikle onu öyle tuzağa düşürdü!
Güzellikle lütfen!
Güzellikle çözmeye çalış.
Güzellikle içkinin ortak noktasını biliyor musun?
Rabbim seni güzellikle kutsamış ama bununla gurur duymamalısın.
Güzellikle, istediğin her erkeği elde edebilirsin.
O günler güzellikle bana gülümsüyor.
Eğer konuşmazlarsa güzellikle… biz de öttürürüz işkenceyle.