Examples of using Garip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gerçekten garip kıyafetler giyiyor, kulaklıklar takıyor. Çinli.
Bayan Dahl, kızınız okula geldiğinden beri çok garip davranıyor.
Ve sen de, kapıda duran garip adam?
Ne görüyorsunuz? Çok garip bir el görüyorum.
Gerçekten garip kıyafetler giyiyor, kulaklıklar takıyor. Çinli.
Söyle bana, son zamanlarda Tomun garip davrandığını düşündün mü?
Oldukça hoş… değil de garip gibi biraz.
Ne görüyorsunuz? Çok garip bir el görüyorum.
Biraz garip giyiniyor ama dediğin imkansız.
İkiniz de ya çok sevimlisiniz ya da çok garip.
Cruzun son bilinen adresini aradım. Garip bir belirsizlik.
İçinde kara büyünün bazı… garip yan etkileri var.
Dans et çılgınca ve çal bakalım o garip şarkıyı ölene kadar.
Cruzun son bilinen adresini aradım. Garip bir belirsizlik.
Büyük babanın striptiz kulübü değilse,… hala garip.
Dans et çılgınca ve çal bakalım o garip şarkıyı ölene kadar.
Ama şüpheleniyor, Peter, çok garip davranıyor.
aynı garip şapka.
Kulaklıklar takıyor. Çinli. Gerçekten garip kıyafetler giyiyor.
Kulaklıklar takıyor. Çinli. Gerçekten garip kıyafetler giyiyor.