GENÇ ERKEKLERI in English translation

young men
delikanlı
genç bir erkek
genç adam
bir genç adamsın
genci
genc adam
bir genç adama
young males
genç erkek
younger guys
genç bir adam
genç bir çocuk
genç bir erkek
genç herif
younger men
delikanlı
genç bir erkek
genç adam
bir genç adamsın
genci
genc adam
bir genç adama
young man
delikanlı
genç bir erkek
genç adam
bir genç adamsın
genci
genc adam
bir genç adama
for young boys

Examples of using Genç erkekleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çünkü aynı zamanda genç erkekleri de düşünmek zorundasınız.
Because you also have to think about the young men.
Kisa bir süre önce yaşlı kadınlarla genç erkekleri konu edinmediniz mi?
Didn't you do a show recently on young men and older women?
Hayır, daha genç erkekleri sevmiyorum.
No, I don't like younger men.
Genç erkekleri baştan çıkarıyor, sözlerinle onları heyecanlandırıyor
You like to seduce young men, excite them with your words
Tanınmış araştırmacı türbanın ilk olarak yaklaşık 5000 yıl önce genç erkekleri cinselliğe adım attıran Sümer rahibeleri tarafından kullanıldığını iddia etmişti.
The veteran researcher claimed that the headscarf was first used about 5,000 years ago by Sumerian priestesses initiating young men into sex.
ama bütün genç erkekleri o gün kaybetmiştin!
and you lost the young males!
Böyle iyi genç erkekleri Birleşik Devletler Ordusunda görmek… beni her zaman gururlandırmıştır.
When I see such fine young men in the U. Always gives me great pride in my country.
Sıradan bir seri katil kadınları avlar, genç erkekleri avlar, karanlık sokaklarda ya
Your usual serial killer is hunting for women, hunting for young boys, or lonely roads.
Onu Ejderin Üç Fedaisinde gördüğümde anladım ki o, Afroamerikan genç erkekleri sinema sektörüne çekecek biriydi.
He was the measure for all African American young males that wanted to get into cinema.- Once I saw him in"Enter The Dragon.
Böyle iyi genç erkekleri Birleşik Devletler Ordusunda görmek… beni her zaman gururlandırmıştır.
Always gives me great pride in my country… when I see such fine young men in the U.
Sıradan bir seri katil kadınları avlar, genç erkekleri avlar, karanlık sokaklarda ya da ıssız yollarda savunmasız insanları avlar.
Your usual serial killer is hunting for women, hunting for vulnerable people in dark alleys hunting for young boys, or lonely roads.
Keçi Adam bir keresinde bana, bazı Kızılderili kabilelerindeki yaşlı şeflerin, genç erkekleri vizyon sahibi olana kadar bakir doğaya gönderildiklerini söylemişti.
Goat Man once told me that in certain Native American tribes, an elder leads a young man out into the wilderness to fend for himself until he has a vision.
Polonyanın genç erkekleri, Kraliyet Hava Kuvvetlerindeki… Polonya hava filosu ile ülkelerinin intikamını alıyordu.
The Polish squadron of the RAF. Young men of Poland are venging their country.
kadınsal suçların kaynağı, şu genç erkekleri cezbedenlerin.
The source of the chemisette crime, lure those young man.
Köyün genç erkekleri, çeşitli Hristiyan milis grupları… şehri korumak için savaştı.
Young men from the village, in various Christian militias, fought to protect the city.
Genç erkekleri ve kadınları ölüme gönderdim
I sent young men and women to their deaths…
Bir kaçınızın farkında olabileceği üzere genç erkekleri geceleri kaçıran içinde hayalet bir kızın olduğu, hayalet bir limuzin hakkında elimizde bir kaç rapor var.
As some of you might be aware, there have been several recent reports of a phantom limousine with a ghost girl inside, stealing young men away into the night.
Genelde evet. Ama ben bütün genç erkekleri Robb Starkın savaşına yolladım.
Generally, yes, but I have sent all the young men off to fight Robb Stark's war.
Oğlunuza inanmak istediğinizi biliyorum, ama açıkçası tuhaf bir durum için diğer genç erkekleri yanlış yere suçlamanın ne anlama geldiğini düşünün.
I know you want to believe your son, but consider what it means to falsely accuse other young men of something that is-- quite frankly, it's bizarre.
kaftanları ve genç erkekleri sevsem de burası Fas değil.
a caftan, and a teenage boy, this isn't Morocco.
Results: 76, Time: 0.0363

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English