Examples of using Gerçekten bir şey in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Annesiyle konuşmayacak. O gerçekten bir şey yapmıştır.
What if her mom isn't talking to her because she did something really.Olursa, insanlar sana inanmazlar. Çünkü o zaman gerçekten bir şey.
Cause then people won't believe you if something really happens.Hayır, orada bana gerçekten bir şey oldu.
No, something really happened to me.Gerçekten bir şey anlamıyorum.
I don't understand a thing, honestly.Onlar gerçekten bir şey.
They're really something.Bu gerçekten bir şey.
That's really somethin.Gerçekten bir şey göze çarpmıyor.
Nothing really stands out.Gerçekten bir şey söylemem. Üzgünüm.
I really couldn't say.Tom gerçekten bir şey.
Tom is really something.Gerçekten bir şey bulmuşsun.
You are onto something.Gerçekten bir şey diyemem.
I couldn't really tell you.Gerçekten bir şey olmadı.
Really, nothing happened.Bu, mimarinin gerçekten bir şey elde ettiğine örnektir.
And to remind you that here is an example in which architecture actually did something.Gerçekten bir şey yapıyordun.
You're really something.Gerçekten bir şey diyemem.
I really couldn't say.Gerçekten bir şey olmadı mı?
Nothing actually happened?Gerçekten bir şey değil.
It's nothing, really.Gerçekten bir şey farkeder miydi?
Would it really have made a difference?Ben gerçekten bir şey bilmiyorum!
I don't know anything, really!Ölüm gerçekten bir şey değil, değil mi?
