GERÇEKTEN in English translation

really
gerçekten
cidden
aslında
sahi mi
sahiden
pek
oldukça
asıl
hakikaten
bayağı
actually
aslında
gerçekten
açıkçası
doğrusu
cidden
sahiden
aslına bakarsan
truly
gerçekten
şüphesiz
doğrusu
tamamen
hakikaten
sahiden
içtenlikle
tam
yürekten
real
gerçek
çok
asıl
ciddi
esas
öz
gercek
reel
hakiki
indeed
gerçekten
şüphesiz
doğrusu
şüphe yok
çünkü
elbette
kesinlikle
aslında
muhakkak
hakikaten
seriously
cidden
gerçekten
ciddi
sahiden
honestly
gerçekten
açıkçası
cidden
doğrusu
aslında
sahiden
hakikaten
içtenlikle
dürüstçe
doğrusunu söylemek gerekirse
literally
gerçekten
resmen
cidden
harfiyen
tam anlamıyla
gerçek anlamda
abartısız
gerçek manada
tam manasıyla
ciddiye
genuinely
gerçekten
cidden
sahiden
içtenlikle
kişiysen
verily
şüphesiz
şüphe yok
çünkü
doğrusu
gerçekten
elbette
muhakkak
mutlaka
allah
andolsun

Examples of using Gerçekten in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gerçekten bunun yanına kalabileceğini mi düşündün?
Did you think you were going to get away with it?
Gerçekten sadece… Bir olasılık sorusu.
It's really just-- it's a question of probability.
Gerçekten evinden çok uzaktasın değil mi?
You really are far from home, aren't you?.
Gerçekten hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez.
That no bearer of burdens will bear the burden of another.
Gerçekten bu akşamki partiye gelmelisin.
You really should, uh, come to our party tonight.
Hayır, sanırım karınız gerçekten haklı, Bay Wildermere.
No, I'm sure your wife is on the mark.
Sonuçta gerçekten babamın olabilir mi?
Is it possible that it really was Dad's after all?
Gerçekten güçlerimi kontrol edebileceğimi mi düşünüyorsun?
You really think I can learn to control my powers?
Dönmek için gerçekten hazır mısın?- Woods?
Woods.- You sure you're ready to come back?
Ve bir günlüğüne gerçekten çok iyi arkadaş olduk.
And for a day, we were actually really good friends.
Gerçekten harika bir sabah.
It is a great morning.
Gerçekten Catarinanın el yazısı.
That is Catarina's handwriting.
Yada onu gerçekten istemediğimi, yada onu haketmediğimi.
Or that I didn't mean it, or that I wanted to start rumours.
Bize karşı gerçekten de çok iyi davrandın Roy. Bilemiyorum.
I don't know. You sure been wonderful to us, Roy.
Hayır efendim. Gerçekten size bütün bildiklerimi anlattım.
No, sir. Honest, I told you all I know.
Gerçekten Misugi Junkonun rolünü ben alabilir miyim?
Is it really ok that I took over Misugi Junko's role?
Gerçekten köpek için mi geldin?
You came for the dog?
Gerçekten Akaginin beyaz kuyruklu yıldızı, Takahashi Ryosuke.
It really is the White Comet of Akagi, Takahashi Ryosuke.
Vay be, zaman gerçekten yalan söylüyor… uçuyor diyecektim.
Wow, time sure does lie… I mean, fly.
O zaman gerçekten daha iyisini bulmalıyım demektir. Bilmiyor muydu?
Then, I definitely need to find someone better. She didn't?
Results: 217414, Time: 0.0488

Top dictionary queries

Turkish - English