GEREKÇESIYLE in English translation

on the grounds
yerde
sahadaki
zeminde
karada
toprağa
yere yat
yeryüzünde
yer
due
nedeniyle
yüzünden
dolayı
sebebiyle
sayesinde
dolayısıyla
hak
bağlı
vadesi
kaynaklanan
by reason
sebebiyle
gerekçesiyle
mantık
sebeple
dolayı
akılla
had
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
for his
onun için
dolayı
ötürü
almak için
için kendini
tanınıyor
için vesile ararlar onun
karısı için
için her şeyi feda edecek cesareti kendinde
için yol ararlar onun
for alleged

Examples of using Gerekçesiyle in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sayın Hâkim avukat-müvekkil arasındaki ilişkinin gizliliği gerekçesiyle maalesef ki bu soruya cevap veremeyeceğim.
Your Honor, I… I regret I can't answer that question, due to the bond of attorney-client privilege.
Kendisi ve başkaları için bir tehlike olduğu gerekçesiyle… onu zorunlu olarak psikiyatrik göz altına alıyoruz.- Bu o.
On the grounds that she is a danger to herself and a danger to others, we turn her over to involuntary psychiatric hold.
Haklarında açılan bir soruşturma gerekçesiyle gözaltına alındıkları belirtilen gazeteciler, Edremit TEM Şube Müdürlüğüne götürüldü. EA.
The journalists stated to be detained due to an investigation launched into them have been taken to Edremit Anti-Terror Branch. EA/TK.
Mollarinin protokolü ihlal ettiği gerekçesiyle kınanmasını talep ediyorum!
I demand Mollari be censured… for his flouting of protocol!
Sadece kilit altında tutuluyor. Delilik gerekçesiyle suçsuz, onları deli olduğuna ikna edene kadar.
Not guilty by reason of insanity" only keeps her locked up until she convinces them she's sane.
Aile bağları gerekçesiyle verilmiş geçici oturma izniniz varsa boşanma durumu oturma izninizi etkileyebilir.
A divorce may impact your residence permit, if you have a fixed-term residence permit due to family ties.
Ancak genelkurmay, terörist faaliyetlere cesaret verebileceği gerekçesiyle, maddelerden bazılarının kaldırılmasına itiraz ediyor.
But the general staff objects to the lifting of some of the articles on the grounds that it could encourage terrorist activities.
Madem Bay Masih bu dinin vecibelerini yerine getirmiyor, niye dinî zulüm gerekçesiyle.
So how can the respondent's council argue that Mr. Masih can't be removed to Israel for fears of persecution for his religion.
Tek erkeklerde iddialı olan Timo Boll, turnuvadan sakatlık gerekçesiyle geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Fourth-ranked Timo Boll of Germany, a challenger for the men's singles title, was forced to withdraw from the tournament due to a back injury.
Biz sizin Derneği bir üne sahiptir duydum vizyon için gerekçesiyle savaş sanatları teşvik okullar ayrılığı kaldırılması.
Promoting martial arts on the grounds of abolishing segregation of schools We heard that your Association has a reputation for the vision of.
Ben COREda gönüllüyken siyahilerin gece kulüpleri sürekli imar kanununu ihlâl ettikleri gerekçesiyle kapatılırdı.
When I was volunteer at CORE, we had Negro nightclubs being shut down all the time for alleged zoning law violations.
Hapishane idaresi, avukatlarıyla yaptığı görüşmede naklin“ can güvenliği” gerekçesiyle gerçekleştiğini, Bakanlığın bu konuda kesin talimatı olduğunu söyledi.
The prison administration said in their meeting with Adıyaman's attorneys that the transfer took place due to“life safety”, and that the Ministry has definitve instruction on that.
Ama Disiplin Kurulunun Washington Ofisi, avukatlık yapmak için gerekli olan… ahlaki karakteri barındırmadığım gerekçesiyle başvurumu reddediyor.
But the DC Office of Disciplinary Counsel is opposing my application on the grounds that I don't possess the moral character to practice law.
Tek soru, bu adamın anlayı… Bugünkü büyük haber,… Carleton Hendricks deli olması gerekçesiyle suçsuz bulundu.
The only question is, can this man understand-- well, the big story is… carleton hendricks was found not guilty by reason of insanity.
Yasa ayrıca, mevcut sınırların fazla düşük olduğu ve bu nedenle de düzenli olarak aşıldığı gerekçesiyle partilerin oy başına harcayabileceği miktarı da artırıyor.
The law also increases the amount parties can spend per vote, on the grounds that the current limits are too low and are thus regularly exceeded.
Daha önce Diyarbakırda yaşaya Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink de“ terör örgütü propagandası” gerekçesiyle sınırdışı edilmişti.
Earlier, Dutch journalist residing in Diyarbakır, Frederike Geerdink was deported on the ground of“terror propaganda”.
Avukat Kılıç, soruşturmaların“ örgüt propagandası” gerekçesiyle başlatıldığını aktardı.
The attorney Kılıç recorded that the probes have been launched on charge of“[illegal] organization propaganda”.
İnsanlık gerekçesiyle, Bu zavallı adamların düzgünce gömülmesini, görmek isterim tabii ki.
On grounds of humanity, I would like to see the poor chaps decently buried, of course.
İş arama gerekçesiyle Finlandiyada ikamet eden olarak kaydolamazsınız
On the basis of job searching, you cannot register as a resident in Finland
Arkadaşı ısırıldığı halde doktor çağırmadığı gerekçesiyle,… Harry bir süre hapiste yattı.
For failing to call a doctor when his friend was bitten, Harry spent some little time in prison.
Results: 232, Time: 0.0495

Top dictionary queries

Turkish - English