Examples of using Gidecek yeri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O tahliye edilir kadar, gidecek yeri var.
Tatlım! Feng hapisten yeni çıktı, ve gidecek yeri yok.
Tatlım! Feng hapisten yeni çıktı, ve gidecek yeri yok!
Ne parası, nede gidecek yeri var.
Bu insanların çoğunun gidecek yeri yok.
Gidecek yeri olmadığını söyledi.
Gidecek yeri olmamak suçundan.
Çoğumuzun gidecek yeri yok.
Gidecek yeri olmadığı için seni çalıştırıyor mu?
Yoksa osurukların gidecek yeri olmaz.
Gidecek yeri olmayan çok fazla enerji var.
Gidecek yeri olmadığını söyledi. O.
Gidecek yeri olmadığını söyledi. O.
Gidecek yeri olmayan birine fazla yüklenmiyor musun?
Gidecek yeri yok, nereye gitsin kızcağız? Ne?
Bu kızların gidecek yeri yok, eve gitmeleri de mümkün değil.
Keder, gidecek yeri olmayan sevgidir.
Keder, gidecek yeri olmayan sevgidir.
Gidecek yeri var mı?
Küçük kardeşimin Sibiryadan başka gidecek yeri kalmayacak.