NOWHERE TO GO in Turkish translation

• gidecek yeri
• gidecek yer yok
• gidecek bir yerin
• gidecek yerin yok
• gidecek
• gidecek yerleri

Examples of using Nowhere to go in English and their translations into Turkish

Reverend, without you, these people would have nowhere to go.
Rahip, siz olmasanız bu insanların gidecek yeri olmayacaktı.

We're a thousand feet up here, nowhere to go.
Feet yukarısındayız buranın, gidecek yer yok.

Until he's evicted, I got nowhere to go.
O tahliye edilir kadar, gidecek yeri var.

No jobs, no money, no hope, nowhere to go.
İş yok, para yok, umut yok, gidecek yer yok.

No money, nowhere to go.
Ne parası, nede gidecek yeri var.

On the bus!- There's nowhere to go.
Gidecek yerimiz yok! Otobüse binin!

Nowhere to go but straight into town.
Kasabadan başka gidecek yer yoktu.

Nowhere to go. I have.
Benim… gidecek yerim yok.

Hey, there's nowhere to go but up.
Hey, yukarısı hariç gidecek yerim yok.

We have nowhere to go but into the sea. After that.
Ardından denizin dışında gidecek yerimiz kalmaz.

No money. Nowhere to go.
Para yoktu. Gidecek yer yoktu.

Nowhere to go, Graham.
Gidecek yerin yok, Graham.

Maybe you have nowhere to go, but I do.
Belki senin gidecek yerin yok ama benim var.

I would, but I have nowhere to go.
Yapabilirdim ama benim gidecek bir yerim yok.

Be reasonable. There's nowhere to go.
Mantıklı ol! Gidecek yerin yok!

He had a cough and nowhere to go, so he's here.
Öksürüyormuş ve gidecek yeri yokmuş, ve burada. Üzgünüm Carter.

There's nowhere to go. Be reasonable!
Mantıklı ol! Gidecek yerin yok!

Feel like there's nothing, nowhere to go.
Yapacak bir şey, gidecek bir yer yok gibi gelir.

Yeah until I realized I had nowhere to go.
Evet gidecek yerim olmadığını görünceye kadar.

You have still nowhere to go.
Hala gidecek bir yeriniz yok.