GITMEKTE SERBESTSIN in English translation

• are free to go
• are free to leave

Examples of using Gitmekte serbestsin in Turkish and their translations into English

Dedektif Myerscough diğer konularda seni bilgilendirecek ama onun haricinde… gitmekte serbestsin.
But otherwise… You're free to go. Detective Myerscough will fill you in on the remaining details.

ama gerekIi kişiIere para yedirdim. Şu anIaşmamızı da haIIettikten sonra… gitmekte serbestsin.
the airport is closed, but palms have been greased and once our arrangement has been concluded you"II be free to go.

Ulaştığında, gitmekte serbestsin!
you're free to go once it shows up!

Gitmekte serbestiz.
We're free to go.

Herkes gitmekte serbesttir!
Everybody's free to go!

Gitmekte serbestsiniz ancak borç ödenene kadar bayanın burada kalması gerekiyor.
You are free to go but the lady must stay here until the debt has been cleared.

Gitmekte serbest ama savunmanın atadığı avukatı görmesi gerek.
He's free to go. He's gotta see the public defender.

Onun dışında, gitmekte serbestsiniz, Dr. Meacham.
Otherwise, you're free to leave, Dr. Meacham.

Kadınlar gitmekte serbest.
The women are free to go.

Sanık gitmekte serbesttir.
He's free to go.

Gitmekte serbestsiniz, tabii ki.
You are free to go, of course.

Hemen gitmekte serbestsiniz.
You're free to leave now.

Yani gitmekte serbest mi?
So she's free to go?

Gitmekte serbestsiniz. Sizinle çalışmak zevkti.
You are free to go. It's been a pleasure.

Ahh. Gitmekte serbestsiniz, baylar.
Ahh. You are free to leave, sirs.

Gitmekte serbest.
He's free to go.

Gitmekte serbestsiniz. Sizinle çalışmak zevkti.
It's been a pleasure. You are free to go.

Ahh. Gitmekte serbestsiniz, baylar.
You are free to leave, sirs. Ahh.

Kamarana gitmende serbestsin. Kes, başka bir test bulana kadar.
Kes, until I can devise another diagnostic procedure, you're free to go.

Siz çocuklar gitmekte serbestsiniz. Dinleyin!
Listen, you kids are free to leave.