GITMESINDEN in English translation

going
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leaving
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
went
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
gone
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
left
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
the departure
kalkış
çıkış
ayrılmasından
ayrılışından
ayrılışın
hareket
gitmesinden
gidiş
kalkışı
gidişinden

Examples of using Gitmesinden in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Babamın çok… ileri gitmesinden korktu.
She was afraid Dad was gonna go too far.
Bilirsin işte, işlerin daha düzgün gitmesinden emin olmak için.
Make sure things go smooth. You know.
Her şeyin yolunda gitmesinden emin olmak istiyorum.
I just want to make sure everything goes well.
Her şeyin yolunda gitmesinden emin olmak istiyorum. Hayır!
No. I just want to make sure everything goes well, Fred. No!
Bununla Billynin, yarınki temizliğe gitmesinden emin oluyoruz.
This is what's gonna make sure Billy… Goes on that cleaning trip tomorrow.
Sanırım, ikimizin gitmesinden Frasier rahatsızlık duyar.
I guess Frasier would feel uncomfortable if you and I went.
Onun gitmesinden korkuyorsun, çünkü bir başına kalmak istemiyorsun.
You're scared because he's going and you don't want to be on your own.
Yanlış yöne gitmesinden endişelenmiyorum ve öyle olduğunda kendimi haklı görüyorum.
I worry less about it going wrong and when it does, I feel kind of vindicated.
Ataların tamamen gitmesinden emin olan oydu.
She's the one that made sure the Ancestors were gone for good.
Müdür Vancein McGeeyle gitmesinden birkaç saat önce.
That is just hours before Director Vance's departure with McGee and.
Balığa gitmesinden hoşlanmıyorsun.
Not like him to go fishing.
Gitmesinden başka yol yok.
No way that's going to happen.
Balığa gitmesinden hoşlanmıyorsun. Sahi mi?
Really? Not like him to go fishing?
Gitmesinden nefret ediyorum ama uzaklaşmasını seyretmeye bayılıyorum.
I hate it when she goes, but I love watching her leave.
Bu kadının gitmesinden başka çare yok.
No. There'sno other way, this woman will leave.
Evet. Deniz aşırı yerlere gitmesinden daha kötü bir şey vardı.
Yeah. It was worse after he went overseas.
Bu akşamın boşa gitmesinden korkuyordum ben de.
I was afraid this evening was going to be a total loss.
İlişkilerin kötüye gitmesinden neden bu kadar korkuyorsun?
Why are you afraid relationships will go bad?
Bunu söylüyorum çünkü bir şeylerin kötü gitmesinden korkuyorum.
I am saying this because I am afraid that things will go wrong.
Ve üvey kardeşim Jessein de karanlık bir yöne gitmesinden korkuyorum.
And I'm worried that my stepbrother Jesse's going to a dark place with it all.
Results: 129, Time: 0.0463

Top dictionary queries

Turkish - English