GITMEZSIN in English translation

• you don't go
• you will not go
• you're going
• you wouldn't go
• you don't leave

Examples of using Gitmezsin in Turkish and their translations into English

Öldüğünde, Ramada Inn otele gitmezsin.
When you die, you don't go to a Ramada Inn.

Kesinlikle gitmezsin.
Certainly not.

Umarım sana en çok ihtiyacımız olduğu anda çekip gitmezsin.
I just hope you don't go bad on us when we need you the most.

Ama yine de, yeni tanıştığın biriyle Vermonta gitmezsin!
You do not just meet someone and go flitting off to Vermont!

Nasıl Noel ile gitmezsin?
How could you not go with Noel?

Tek başına gitmezsin sen.
I'm going away alone.

Gaz odasına da gitmezsin.
And you're not going to the gas chamber.

Devon, sen süpermarkete gitmezsin.
Devon, you don't go to supermarkets.

Günde 7 kilometreyle doktora gitmezsin.
Six miles a day keeps the doctor away.

Bugün okula gitmezsin.
You won't go to school today.

Kargalar uzun yaşar dedi, artık gitmezsin.
He said crows lived a long time so I wouldn't go anywhere.

Sen hiçbir yere gitmezsin ki.
You never go anywhere.

Böyle şeylere hiç gitmezsin sen.
You never go to these things.

Umarım gitmezsin.
I Hope not.

İyi bir nedenin olmadıkça asla bir yere gitmezsin sen?
You don't go anywhere without good reason?

Ama sen gitmezsin.
But you stay.

Şimdi sen o dönene kadar gitmezsin de. Halen öyleyim.
Then you can't go until he gets back. I still am.

Böyle devam et, yakında sinagoga da gitmezsin!
Start that way and soon you will skip temple!

Tek başına gitmezsin sen.
You wouldn't go away alone.

Adalet masum olanlarla uğraşmaz. Mahkemeye gitmezsin.
Justice doesn't deal with the innocent. You won't go to court.