HARCAMAK ZORUNDA in English translation

have to spend
geçirmek zorunda
harcamak zorunda
you will have to waste
nor are you obligated to spend your

Examples of using Harcamak zorunda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Harcamak zorunda kalırsan Hayatınız birisiyle En azından görmelisin Her sabah yakışıklı bir yüz.
And if you have to spend your life with somebody you should at least see a handsome face every morning.
Lakin şimdi Bostona ve oğluma harcamak zorunda kalmayacağız… 22 yaşındaydı.
Now we won't have to spend on Boston and my son… He was 22 years old.
Çok fazla siyasi sermaye harcamak zorunda kaldım ancak normal vatandaşların desteğine sahip.
I had to spend a lot of political capital, but it has the support of regular citizens.
Radiç, dış politikada sağlanacak avantajların, Sırbistanın barış operasyonlarına harcamak zorunda kalacağı paraya değeceğini söyledi.
The foreign policy benefits are worth the money Serbia will have to spend on participation in peacekeeping missions, he said.
Umarım buraya getirmiştim çünkü düşündüm. Birlikte daha fazla zaman harcamak zorunda kalacağız.
I brought it here because I think we're gonna have to spend more time together.
Oh, tanrım 20 dolar getirdiğin için teşekkürler MAx ve bir 20 dolar daha harcamak zorunda kaldığın için de özür dilerim.
Oh, god. Thanks for bringing the $20, Max, and sorry you had to spend another $20.
ama bazen para kazanmak için para harcamak zorunda kalırsın.
in patients right now, but sometimes to make money, you have to spend money.
Para harcamak zorunda kalmıyordum.
so I don't have to spend money on f.
Oh, Bende bütün o çeyiz paramı, yalnızlığı unutmak için… içki ve haplara harcamak zorunda kalacağım diye düşündüm.
Oh, I thought I was gonna have to spend my dowry… on booze and pills to numb the loneliness.
Ama aynı zamanda üzgünüm de, çünkü bununla ilgili bir şey yaparsam, hayatımın geri kalanınını taciz seminerlerine gidip gelerek harcamak zorunda kalacağım.
But also sad that if I do anything about it, I will have to spend the rest of my life in harassment seminars.
Bütün gün o kadar çok mandalina yedim ki, yemeğe para harcamak zorunda kalmadım.
I ate tangerines all day long so I didn't have to spend money on food.
Ama karaya gelmek, buz gibi olan okyanusta vücut sıcaklığını… korumak için enerji… harcamak zorunda kalan deniz aygırlarını rahatlatır.
But more than anything else coming to land maintaining their body temperature in an icy-cold ocean brings the walrus relief from having to spend energy.
Güzel, çünkü bu harp ile bir dakika daha harcamak zorunda kalırsam… onu yüzüne vuracağım.
Good, because if I have to spend another minute with this bitch.
bir gün beni harcamak zorunda kalacaksın, Dean.
you will have to waste me one day, Dean.-I never said that.
boya kalemleri… eğer okula gidersem, tonla şeye para harcamak zorunda kalacağız… Yani.
crayons… if I go to school, we have to spend money on a ton of stuff… What I mean is, So.
Umarım şu dava en kısa zamanda sonuçlanır da Rusty Beck için daha fazla zaman harcamak zorunda kalmam.
That's all the time I have to spend on Rusty Beck in a trial that won't take place for another year and a half if we're lucky.
Onu bizim için birine yaptırmak için ne kadar para harcamak zorunda olacağız?
How much money will we have to spend to have someone do that for us?
Ama karaya gelmek, buz gibi olan okyanusta vücut sıcaklığını korumak için enerji harcamak zorunda kalan deniz aygırlarını rahatlatır.
But more than anything else coming to land brings the walrus relief from having to spend energy maintaining their body temperature in an icy-cold ocean.
Goodwinin de aletlerin bozulması hoşuna gider. Çünkü otomat makinelerine daha çok para harcamak zorunda kalırız.
Goodwin likes broken appliances'cause it means we have to spend more money at the vending machines.
Diğer bir deyişle, gerçek bir kullanıcı eposta gönderirken herhangi bir zorlukla karşılaşmamalı ama bir e-posta spamcısı tek seferde birden fazla eposta gönderebilmek için yeterli miktarda işlem gücü harcamak zorunda olmalıdır.
In other words, a genuine user should not encounter any difficulties when sending an email, but an email spammer would have to expend a considerable amount of computing power to send out many emails at once.
Results: 64, Time: 0.0418

Harcamak zorunda in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English