Examples of using Hazin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu hazin bir son söz, Don.
Destekleyici hayatının hazin olacağını düşünmüyor musun?
Bu hikâyenin hazin bir sonu var kaptan ölüm.
Çok hazin olurdu.
O çocuğu hazin, nafile bir güç uğruna kurban etmeyeceğim.
Hazin ve sıkıntılı bir gün.
Hazin. Ama aradan nesiller geçse de… incitiyor.
Hazin. Ama aradan nesiller geçse de… incitiyor.
Seni hazin adam.
Bu hikâyenin hazin bir sonu var kaptan ölüm.
Evlenememenize şaşmamalı. Hazin hikâyesi mi?
Hazin, huzur tutkunu korkaklarla dolu, soguk ve kasvetli bir karakol.
Bu çok hazin.
Eğer bu yaşta başkasıyla yatmak isteseydim, çok hazin olurdu.
ürpertici, hazin zamanlar.
Ancak, biz büyük anneler bile bu hazin baştan çıkarma komedisine aldanıyorsak.
Zavallıcık, küçük hazin bir.
Eğer o şekilde yaşamak zorunda kalsaydın, hayat çok hazin olurdu.
Onu tanımadan önce, hayat hazin, anlamsız, umutsuzdu.
Çok hazin.