IŞIN DIŞINDA in English translation

out of business
işin dışında
iflas
işimiz bitik
sektörün dışına
işten uzaklaştırabiliriz
iş davaya giderse saf dışı
out of a job
işin dışında
işten atıldım
çıkarsan işsiz
işten çıkmış
i̇şsiz kaldın
is out
olsaydı
bitmiş
değil
buradan
çok
bu
buradan çıkmış olacak
çıkmış olurum
çoktan çıkmış

Examples of using Işin dışında in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Flakesi işin dışında tutmana yardım edebilirim diye düşünüyorum ve o zaman, istediğin bütün o parayı kazanabilirsin.
See, I think I can help you put Flakes out of business, and then you can make all the money you want.
Anlatıcı benken onun şansı altında ve işin dışında, annesiyle taşınmaya zorlandı kendi yaşam olaylarını anlatmanın azaldığı yere.
While the narrator, that's me… down on his luck and out of a job, was forced to move in with his mother where he was reduced to narrating the events of his own life.
High Star artık bu işin dışında tutulacak ve Howard Erickson hapse girecek.
High Star will be put out of business, and Howard Erickson will go to prison.
Ne yapmaya çalışıyorsun… beni işin dışında bırakmaya mı kartal göz?
Put me out of a job there, eagle eye? What are you trying to do?
Waltersın eroini satmasını engellemek… ve onları temelli olarak bu işin dışında bırakmak.
is to prevent Cresnic and Walters from selling their heroin and put them out of business permanently.
Ne yapmaya çalışıyorsun… beni işin dışında bırakmaya mı kartal göz?
What are you trying to do, put me out of a job there, eagle eye?
kabul edersen Lewis Parmayı bu işin dışında bırakmak.
is to put Lewis Parma out of business.
Fakat, besinimiz lolipop gibi basit moleküllerden yapılmış ise bu işçilerin bazıları işin dışında bırakılabilir.
But, if a food is made of simple molecules, like a lollipop, some of these workers are put out of a job.
kapalı tutamamış… ve müvekkilimiz de işin dışında kalacaktı.
going to go out of business.
Eğer şu an normal bir çalışma ortamında olsaydık… işin dışında kalabilirdin.
Right now, in any sort of normal work environment, you should be out of a job.
Kanein peşine düştüğün anda, bu işin dışında kalırsın.
if I catch you going after Kane, you're out of business.
Kanein peşine düştüğün anda, bu işin dışında kalırsın.
up in any way, Hear me. you're out of business.
Ne kadar çabuk işin dışında olduğunuzu kafanızdan alırsınız, o kadar iyidir.
The sooner you get it through your head that you're out of the business, the better.
Ne kadar çabuk işin dışında olduğunuzu kafanızdan alırsınız, o kadar iyidir.
Through that puffed-up little head of yours that you're out of the business, the better. The sooner you get it.
Bilirsiniz, o içinde olmak istiyor ve hatta farkedilmeden çıkmak, işin dışında halka karışıyor.
You know, he wants to get in and get out without even being noticed, except for the work that's going to come out to the public.
Tommy bir kadın olarak bu işin dışında olurdum.
I would be out of the business as a woman.
Ve senin gibi kardeşle, Tommy… bir kadın olarak bu işin dışında olurdum.
I would be out of the business as a woman. And with another brother like you, Tommy.
Lin işin dışında.
And Lin's out of business.
O işin dışında.
He keeps well out.
Buddha Plakçılık işin dışında.
Buddha Records out of business.
Results: 4538, Time: 0.0275

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English