INANMALARI IÇIN in English translation

to believe
inanmak
inanır
inanın
iman
to have faith
inanmak
i̇nancım olsun
i̇nancın var

Examples of using Inanmaları için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu, başkalarına inanmaları için ilham verecek gerçekliği içeriden çürütür. ve sonra insan duygu ve hayal gücünün karmaşası.
And then the mess of human feeling and imagination will rot reality from inside. This will inspire others to believe.
cahillere Tanrının sözlerine ve Ona inanmaları için cesaret vermeliyiz.
into dead bones and encourage the ignorant to believe in priority of faith and the word of God.
Bu gibi olaylarda emin olmak için bilgece davranman gerekir Captain Vanee her ne olduysa bu adamların senin yüzünden olduğuna inanmaları için hiçbir neden yok.
In this particular instance, you would be wise to make sure, whatever happens to Captain Vane, those men have no reason to believe it happened because of you.
Burada TEDde, geçtiğimiz birkaç gün içinde, insanların dinleyicilere imkansıza inanmaları için tekrar tekrar meydan okuduklarını gördüm.
Now here at TED, over the last couple of days, I have seen people challenging the audience again and again to believe in the impossible.
Tristanı da ben olduğuna inanmaları için etki altına aldım.
Aurora to believe that she was Rebekah, and Tristan myself.
Bu gibi olaylarda emin olmak için bilgece davranman gerekir… Captain Vanee her ne olduysa bu adamların senin yüzünden olduğuna… inanmaları için hiçbir neden yok.
In this particular instance, whatever happens to Captain Vane, those men have no reason to believe it happened because of you. you would be wise to make sure.
Her iş günü borsa açıldığında insanları bir şeye inanmaları için kandırırız. Amerikan hayali, aile değerleri.
Every business day when that market bell rings, we con people into believing in something, the American dream, family values.
Ağzından çıkacak laflara inanmaları için bunu bir güzel yıkamamız lazım.
If anyone's gonna believe a word that comes out of your trap. We gotta give that a good wash.
Kaptan Tripsin mahşer günü olduğunu söyleyerek ona inanmaları için… beyinlerini yıkayan yaşlı bir cadıya tapıyorlar. Doğrusu bu.
That Captain Trips was the apocalypse. It's true. An old witch who has brainwashed them into believing.
Kaptan Tripsin mahşer günü olduğunu söyleyerek ona inanmaları için… beyinlerini yıkayan yaşlı bir cadıya tapıyorlar. Doğrusu bu.
An old witch who has brainwashed them into believing that Captain Trips was the apocalypse. It's true.
Öldüğüne inanmaları için halkın hatıralarını değiştirdi. ve duvarların dışındaki insanlığın, Devlerin gücünü kullandı.
He then altered our memories using Titan powers and made us believe humanity outside the walls was wiped out.
Dong Gu Grupu bana inanmaları için ikna ettim… ve her şey yalan olmak üzereyken, çok şaşırdım.
Dong Gu Group to trust me, Yeah. and when it was all about to become lies, I was a bit dumbfounded.
En yakın zamanda annenle babanın yanına gidip verdiğin ifadenin sahte olduğuna inanmaları için onlara bilmeleri gereken ne varsa anlatacaksın.
You will go to your parents as soon as you can, and you will tell them everything they need to know to be convinced that the evidence you gave was false.
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
And had thy Lord willed, those who are on the earth would have believed, all of them, together; canst thou then compel mankind until they become believers?
Sana yalan söyledim çünkü yasadışı yollardan elde ettiğimize inanmaları için onları önce gerçek olduklarına inandırmalıydım..
I lied to you because to get them to believe they were illegal I had to get them to believe they were real.
Bak, eğer davalı Amandanın peşine düşmeye karar verirse cinayeti onun işlemediğimi söylediğimde bana inanmaları için orada olduğumu kanıtlarken buna ihtiyacım olabilir.
Look, if the defense decides to go after Amanda, I'm gonna need to prove that I was there so they believe me when I say she didn't do it.
yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
surely all those who are in the earth would have believed, all of them; will you then force men till they become believers?
Her iş günü borsa açıldığında… insanları bir şeye inanmaları için kandırırız.
We con people into believing in something, Every business day when that market bell rings.
Inanmaları için nazik ve yumuşak görünmelisin.
You should look polite
Bir seri katilin kaçmasını engelleyebileceğimizi bildiğimiz halde hiçbir şey yapmadığımıza inanmaları için ortada herhangi bir neden olduğu takdirde üzerimize yağacak suçlama fırtınasına dair herhangi bir fikrin var mı?
Do you have any idea the blame storm that's going to rain down on all of us if there's reason to believe we knew, but didn't do everything we could to prevent the escape of a serial killer?
Results: 59, Time: 0.0431

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English