Examples of using Istasyon şefi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
CIA istasyon şefini öldürmek bayağı büyük bir olay, Dennis.
İstasyon Şefi size kişisel bir not yollamış, Bay Selfridge.
İstasyon şefi kabul etmedi.
İstasyon şefi olağanüstü bir adamdı.
Evet ve ayrıca istasyon şefine danışmak istiyorum.
İstasyon Şefi Sandy Bachman.
İstasyon şefi, zavallı şey.
İstasyon şefi bize yanıt vermiyor!
İstasyon şefi Plymoutha giden trene bindiklerini düşünüyor.
Bir CIA istasyon şefiyle. Kiminle?
İstasyon şefi, düdük!
Ben, istasyon şefine gideceğim!
Bir CIA istasyon şefiyle. Kiminle?
Ben, istasyon şefine gideceğim! Ben, General!
Hayır. İstasyon şefi Malezyadaki toplantıya ait fotoğraflar verdi.
Rabat İstasyon Şefi ölümleri doğruladı.
İstasyon şefi, onu sonraki trene koyacaktır.
Rabat İstasyon Şefi aradı.
Afedersiniz istasyon şefiyle konuşmalarınıza kulak misafiri oldum.
Kahretsin. MOSSAD ve CIA istasyon şefleri bütün gün düşünüp taşınmışlar.