Examples of using Kılıcın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kılıcın büyüsü seni korumuş olmalı.
Kılıcın var.
Kılıcın hayaletlere ve iblislere karşı kullanabileceğin nadir bulunan güçlü bir silah.
Kılıcın yardımıyla, imparator yeniden insanlarımı bütünleştirebilir.
Her kılıcın bir kına her düğünün
Kılıcın acısı nedense… tuhaf.
Kılıcın şarkısını duydum ve çok güzeldi.
Aku seni bulup kılıcın olmadığını anladığında ne yapacaksın?
Ve kılıcın anlamını hatırla.
Çünkü kılıcın da sikin kadar gevşek evlat.
Ya kılıcın yokluğunu fark ederlerse?
Fakat kılıcın yakında kendi kanını akıtacak benimkisi gibi.
Edwin, kılıcın keskin mi?
Kılıcın peşinde!
Kılıcın nasıl bilenmeye ihtiyacı varsa, aklın da kitaba ihtiyacı vardır.
İşte bu. Kılıcın, yapanın ismine dayanamıyor.
Kılıcın peşinden gitti, hem de benim geçmişimi ortaya çıkardı.
Bana kılıcın insanların hayatını koruması gerektiğini öğretti.
Kılıcın üzerindeki yazı, hafızamı kurcalıyor.
Senin kılıcın var, benim numaralarım.