Examples of using Kısık in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Göster bakalım.- Rahibe Pete bizden…- Daha kısık.
Evet, sesim hâlâ biraz kısık.
gözleri kısık, Yahudi tipli.
Sanki biri onları kısık alevde.
Rahibe Pete bizden…- Daha kısık. Göster bakalım.
Benzerlik yok. Aynı kısık gözler?
Izgara yapıyor gibi. Sanki biri onları kısık alevde.
Evet, sesim hâlâ biraz kısık.
Göster bakalım.- Rahibe Pete bizden…- Daha kısık.
Sesin kısık.
Kısık sesle konuş.
Kısık sesle aynı şeyi söyleyip duruyorum.
Gürültü engelleyici kulaklıkla bile kısık sesler çok yüksek gelir.
Müziği kısık tutmaya çalışın, olur mu?
Kısık gözlü adamların kaderinde mükemmel şeyler yapmak olduğuna inanılır.
Şu kısık korkunç sesin inanmamı güçleştiriyor olabilir.
Kısık gözleri ve biraz da sakalı vardı çenesinde.
Konumuz bu değil. Ama Jack Webb kısık bir sesle ve çok hızlı… Bir şekilde konuşurdu.
Nefret mi? Birkaç kısık göz, geveze dil mi?
Nefret mi? Birkaç kısık göz, geveze dil mi?