Examples of using Kabul etmek zorundayız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kabul etmek zorundayız, Deb.
Bunu kabul etmek zorundayız.
Bakın protomolekülün artık evrene yayıldığını kabul etmek zorundayız.
En büyük galip olduğunu kabul etmek zorundayız.
O zaman karşı aşırı ucun varlığını da kabul etmek zorundayız.
Bu durumda, tehditlerin gerçek olduğunu kabul etmek zorundayız.
Bizimle çalışan ve saygı duyduğumuz birisi hakkındaki bu korkunç gerçeği kabul etmek zorundayız.
Eğer sesler kötü olduğunu kabul etmek zorundayız.
Gerçekçi olmak gerekirse, Majesteleri… sanırım Federasyonun kontrolünü şimdilik kabul etmek zorundayız.
Neden her şeyi olduğu gibi kabul etmek zorundayız ki?
Bunu biliyoruz ve kabul etmek zorundayız.
Aslında-- Bakın, hepimiz ciddi bir sorunumuz olduğunu kabul etmek zorundayız.
O yüzden şimdilik hayatlarımızın bu şekilde olduğunu kabul etmek zorundayız.
her iş kararını kabul etmek zorundayız.
Eğer deli değilse veya yalan söylemiyorsa, mantıken onun doğru söylediğini kabul etmek zorundayız.
Aslında-- Bakın, hepimiz ciddi bir sorunumuz olduğunu kabul etmek zorundayız.
Aslında-- Bakın, hepimiz ciddi bir sorunumuz olduğunu kabul etmek zorundayız.
Ne kadar adil değilmiş gibi görünürse görünsün, bunu kabul etmek zorundayız. Biz böyleyiz.
Ben ve Politbürodaki müttefiklerim aksi ispatlanmadığı sürece, bunu doğru olarak kabul etmek zorundayız.
göz açıp kapayıncaya kadar, kabul etmek zorundayız ki… bu hayat sadece rastgele olabilir, Ve bazen.