Examples of using Kalabalığa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kalabalığa karışmalı ve onu görmeliyim.
Kalabalığa Öncü Kıta sembolü taşıyorlar mı diye mi bakalım?
Kalabalığa karşı her zaman iyiydin.
Platformun öbür tarafındaki kalabalığa zoom yapar mısın?
Kalabalığa karışıp kayboldu.
Kalabalığa karıştı ve yok oldu.
Üzerine benim elbiselerimi giyerek kalabalığa karıştıktan sonra birinci kattan ayrılmış olmalı.
Onu kalabalığa bıraktık ve o da dönmemek üzere kaybolup gitti.
Kalabalığa inildeyerek neden nefesini harcıyorsun.
Kalabalığa bak.
O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Kalabalığa bak.
Kalabalığa ateş açma emrini sen mi verdin?
Bir serseri kalabalığa ateş açtıktan sonra kadının tek çocuğu arbedede ezilerek öldü.
Joey, kalabalığa el salla.
Kalabalığa bakınca seksolog Dr. Ruth ve Bill Clinton çıkmaya başladı sandım.
Kalabalığa karşı gerçekten hiç iyi değilimdir.
Kalabalığa karışma taktiği uygulayacağız.
Evet, üzerinden kalabalığa nane şekeri atabiliriz!