KALMADIĞINDAN in English translation

there's
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
gets left
remain
kalın
kalır
kalacak
devam
kalıyor
kalıp
kaldı
hala
kalan
kalanlardan

Examples of using Kalmadığından in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
make sure no one is left standing.
Güvenlik ekiplerinizi alıp binayı bir tarayın… geride kimsenin kalmadığından emin olun.
Do a sweep of the building Take your security teams, make sure no one gets left behind.
kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
make sure no one is left standing. a final assault on the Resistance.
kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
make sure no one is left standing. to send them everything he has.
kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
make sure no one is left standing. a final assault on the Resistance, We believe Zod is planning on launching.
Ama Arno savaşı durduğundan ve artık yapacağımız başka bir şey kalmadığından gidip onlara katıldık.
But since they stopped on this side of the Arno, and there was nothing more we could do, we went and joined them.
Yakacak yakıtı kalmadığından beyaz bir cücenin soluk ışığı sönmüş fırınında arta kalan son şeylerin ısından gelecek.
With no fuel left to burn, a white dwarf's faint glow comes from the last residual heat from its extinguished furnace.
Aynı zamanda hiç iz kalmadığından emin olmak için sizin elektronik aletleriniz ve i-cloud ağınızı da tarayacağız.
We will also run a scan on your devices and cloud network To make sure no trace of it remains.
Ve onun için içinde en ufak bir aşk kırıntısının bile kalmadığından emin ol.
And be very sure that there isn't even a little bit of love left for her.
Onlara sahip olduğu her şeyi göndermek için ve kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
And make sure no one is left standing. We believe Zod is planning on launching a final assault on the Resistance, to send them everything he has.
Onlara sahip olduğu her şeyi göndermek için ve kimsenin ayakta kalmadığından emin olun. Direnişe son bir saldırı.
And make sure no one is left standing. to send them everything he has We believe Zod is planning on launching a final assault on the Resistance.
On saniyen kaldı.- Anne!
Ten seconds to go.- Ma!
Çocuk kalsın. Yalnız konuşmamız daha iyi olur.
It's better if we talk alone. Leave the boy.
Profesör Corman burada kalsın, onunla konuşmak istiyorum.
Leave Professor Corman here, I want to speak with him.
Şimdi paylaşacak bir şey kalmadı… çünkü babamız öldü.
Now there's nothing to share because Dad is dead.
Sağ elinizi kaldırın, lütfen.- Adım bu.
Raise your right hand, please.-That's my name.
Orada kalsın. Projektör ve film çatı katında kalsın..
Projector and film stay in the loft. Leave it there.
Tuvalet kağıdı kalmadı! Organlar ağırdır!
Organs are heavy! There's no more toilet paper!
Lütfen kolunuzu kaldırın Bay Wilson. Teşekkür ederim.
Hold your arm up, please, Mr. Wilson. Thank you.
Sadece 30,000 kaldı. Çok yaklaştık.
Only 30,000 to go. We're so close.
Results: 43, Time: 0.0297

Top dictionary queries

Turkish - English