Examples of using Karıştırıp in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bilimle kara büyüyü karıştırıp savaşın dengesini bozmak istediler.
Daima siparişi karıştırıp, işçilerimle kavga ediyordum.
Zamanı karıştırıp tekrar yapabilirsiniz.
Beni Red Johnla karıştırıp vurmanı istemiyorum. Neden korkuyorsun?
Doğruyu batılla karıştırıp da bile bile gerçeği unutup gizlemeyin.
Sonra da kağıtlarını karıştırıp bulduklarını bana söylemeni istiyorum. Onunla arkadaş olmanı.
Hakkı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin.
Sanat ile müziği karıştırıp bir gösteri yapmak Oldukça eğlenceli olabilir.
Seni karıştırıp kahvaltı için kızartacağım!
Harç karıştırıp tuğla taşıyorum.
Hakkı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin.
Şu şeyleri karıştırıp… ikiye çıkarmaya ne dersin?
Bardakları heyecanla karıştırıp hızla içer.
Kokaini speedle karıştırıp çektirdiler. Onlar.
Kendi kanıyla, insan kanını sakinleştiriciyle karıştırıp sentezliyoruz.
Yeni hizmetçi iç çamaşırlarımı Mannyninkilerle karıştırıp duruyor.
Biri maillerini karıştırıp duruyormuş.
Bu adam önemsiz davaları… Karıştırıp baş ağrıtıyor.
Aynı malı satıyoruz… ama farklı şekilde karıştırıp etiketliyoruz.
Bir adamın kafasını karpuzla karıştırıp vurdu.